Bu gece sağanak bir yağmur
Seni alıp götürecek, gideceğin yere
Her taraf ıslak
Rüyalarında toprak gibi yar kokusu
Kulağında eskilerden kalma bir müzik
Yağan yağmur
Ve yazıların
Yine gecelere inci gibi dökülüyor
Yüreğinde art arda çakan şimşekler
Ve ansızın kapanan rüya

Böyle rüyalarda mı insan hüzünlenir
Yoksa bir şarkı gibi nefes alır
Yalnız kalır
Yeni fırtınalara yakalanır
Bilseydin birlikte nefes almanın güzel olduğunu
Ne bir hüzünlü şarkıda
Nede bir gazelde
Aramazdın mutluluğu
Ateşböceği

Sevdiğin ise yas tutar arkandan
Talihsizliğine ağlar
Bahtsızlığına üzülür
Üzülür ama bir şey gelmez elinden
Arkadan bakar durur
Hiç olmadığı kadar yalnızdır o da
Geçmiş ve gelecekteki hayallerini düşünür
Hatıralarını
Anılarını
Bir türlü dokunamazdı onlara

Piramitlerin doruklarında şahlanışını
Onları yürek sevdası ile nasıl ördüğünü
Kalenin burçlarında
Nazlı bir gelin edası ile duruşunu
Çin Seddinden beter olan hey hatları
Engelleri aşmak için çekilen acıları
Bir yürek kıpırtısı
Ve kalübeladan uyanışı

Dilinde gizli bir of
Yare olan hasretlik ve açlığı
Yine yalnızlığında bir umut taşır
Dilinden duayı eksik etmez sevdaya
İşte odur sevgi, o dur gerçek
Karşılıksızdır onun beklentisi
Mademki yorgun işçi onun olmadı
Yüreğinde sonsuza kadar mutlu olmalıydı
Çok üzülüyor
Yeri geldiğinde ağlıyordu
Biliyordu sevdiği de için için yanıyor
Ne bir şarkıda, nede bir gazel de
Gerçekte bulamadı rüyada arıyor..

ZerreM
Osman TÜRKASLAN