16
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1500
Okunma

Ölüm mü şimdi çalan bu sesler
Ağıtları kulaklarımda gecelerimin
Şafaklara kadar sürecek ızdırabı doğumunun
Sisinde kaybolacak yüreğim gizlice
İç çekme şafak
Yapma
ne ilk doğumun bu ne son
Sende sürecek kıyamete dek bu sancılar
Bırak hesap sormayı şimdi vergisiz ödedim borcumu
Benliğimi soyundum etimden çıplak ayaklı ölüm yürüdüğümüz
Avuçlarımda avuçları sahte bakışların yerle bir gözlerim toparlan
İç dudaklarım iç içebildiğince sana sunuldu bütün derman dereler
Sahralara doğdu yağmurları günlerin
Bedevi zaten âdem den kalma zamanlar yaşar bedenim
Güneşin ışıkları sessiz olun yanıyor ışıkları semanın
Duygusuzluk ödül olmuş tenlerde
Yıkıyor zehriyle dudakları yılanlar
Ne ilk ne son ödül sunulan mekanı bozulmuş dünya
İçinde bin kaldırım taşı siyah mı siyah
Sokakları heves salyası ceplerinde biletleri
Durdurun son vapuru zamanı dolmayan cümleler
Bin yaşam bin ölüm binlerce nefes es
Hapsolmuş Azrail kılıklı yürekler
Elinde bir demet kış çiçekleri
Şeffaf kanatlı melek tebessümde güne güneşe
Kan kızılı yağmurun silüetinde akıl yolcuları
Bir Havva bin Havva
Bin dert doğurdu kadınlar
Binlerce ucube sevdi elleri yürekleri
İlk den sona değin sürecek sürgünler
ve hep inanacaklar
dişinde kırıntısı dilinde lezzeti
sukut-ı hayal
bir ana ölecek bin anlar
5.0
100% (10)