8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1800
Okunma

Yeni Edebî Akım: Gülce/BULUŞMA
Gülce/Buluşma Nazım Türü:
1-HECE-SERBEST Tartışma ve kavgalarına son veren bir nazım türüdür.
2-Hece vezni ile serbesti, bir şiir bünyesinde buluşturmaktadır.
3-Oluşumu şöyledir :
--------------
--------------
--------------
-------------- ( Dörtlük: hece vezniyle yazılmış)
...................................
................................................
..............................
............
......................(Serbest mısralar-mısra sayısı şairin isteğine bağlıdır.)
Yani;
-(Hece vezniyle yazılmış dörtlük)
-(Serbest mısralar)
VEYA BUNUN TERSİ DE OLABİLİR
-(Serbest mısralar)
-(Hece veniyle yazılmış dörtlük)
4-Hece vezniyle yazılmış dörtlük’ ün kafiye yapısı, hece sayısı, kalıbı tamamen şairin isteğine bağlıdır. Şair dilerse Hece ile yazılacak bölümü dörtlük değil, beşlik, altılık mısralardan veya değişik hece türleri ile de oluşturabilir. Yeter ki, hece-serbest buluşmasını gerçekleştirsin. Adı gibi BULUŞMA olsun.
5-Şiirin uzunluk,kısalık durumları tamamen şairin isteğine bağlıdır.
Saygılarımızla.
Yeni Edebî Akım:Gülce Topluluğu
Gözlerim ki, kara kara
Aynasında zülfün tara
İşte mizan işte dara
Kirpiğimde süzülürken...
*
Ben bir çocuğum
Şefkate hasret...
Kadınım
Aşk’ a aç...
İnsanım
Anlamaya, anlaşılmaya muhtaç
Uzat
Tut ellerimi...
Tut, bırakma! İncinir gül,
Çığ düşer kardelenlere
Kırılır candalı,bülbül
Hazin bakar, bırakırsan...
Sana gereksinmem var çocuk!
Bu çığlıklar yılların birikimi
Bu susamışlık
Başkaldıran özümün sevgi ekini.
Bulup yitirmek değil,
Yiteni bulmak derdim!
El ele
Göz göze
Onurlu ve saygın...
Yürek derinlerinde ara, bul beni!
Yaşamak ve yaşatmak adına
Tut ellerimi...
Tut, bırakma! Dağ gücenir
Küser dumanı, kar erir
Kurur damar, ölür nehir
Hicran akar, bırakırsan...
Sen...
Yüreğimde ki delişmen;
Dört mevsimi yaşadın,
Ağladın mı gecelerin yalnızlığında? Haykırıp isyanları
Yandın mı çalınan hayatlara?
İncindi mi adalet duygun haksızlıklara?
Yaz sıcağında kışları yaşadın,
Kıvrandın mı yalnızlığın ayazlarında?
Her düşen yaprağın ayırdına vardın mı, hüzünle?
İnandın mı yine de,
ilkyazın güzelliğine?
Dinledin mi kuş cıvıltılarını şarkı diye? Seyrettin mi
Baharın dalında tomurcuğu?
Mırıl mırıl bir kedi... Okşayıp tüylerini
Dokundun mu yüreğine, son kez bir son baharın?
Fısıldadın mı en güzel aşk sözlerini, bir kadına?
Sardı mı sıcaklığı, tutarken ellerini?
Ilık ılık aktı mı asil kan, damarında?
Uyandı mı en güzel duygular, diyarında?
Sarstı mı depremlerin tepeden tırnağa hiç?
Bilmediğim depremlerin
Öfkesiyle kırılırken...
Yeniden yeni em’ lerin
Öreninde dirilirken...
Ah, çocuk! Ah deli mavim, ah!
Son yazları yaşamak, devingen bahar gibi;
Yüreğin yüreğimde, elimde elin
Bir masum ışıltı gördüğün gözlerimde.
Bu canım can bulacak canınla ancak!
Son yanış son eriyiş, aşkın deminde
Uzat
Tut ellerimi
Tut, bırakma ne olur!
Bırakma ki; soysuz dehir
Takmasın boynumuza nir!
Gidiyoruz, var mı âhir?
Yanar bahar, bırakma ki...
Refika Doğan-Antalya
nir: boyunduruk
dehir: zaman, dünya
5.0
100% (2)