Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
RefikaDoğan
RefikaDoğan

Refika Doğan' ın Gözünden Âşık Kazanoğlu (Gülce/Buluşma)

Yorum

Refika Doğan' ın Gözünden Âşık Kazanoğlu (Gülce/Buluşma)

4

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

3007

Okunma

Refika Doğan' ın Gözünden Âşık Kazanoğlu (Gülce/Buluşma)

GÜLCE- Buluşma


1-HECE-SERBEST Tartışma ve kavgalarına son veren bir şiir türüdür.

2-Hece vezni ile serbesti, bir şiir bünyesinde buluşturmaktadır.

3-Oluşumu şöyledir:
----------------------------
----------------------------
----------------------------
---------------------------- (Dörtlük: hece vezniyle yazılmış)
............
................................................
..............................
............
......................(Serbest mısralar-mısra sayısı şairin isteğine bağlıdır.)

Yani;

-(Hece vezniyle yazılmış dörtlük)
-(Serbest mısralar)

VEYA BUNUN TERSİ DE OLABİLİR

-(Serbest mısralar)
-(Hece veniyle yazılmış dörtlük)

4-Hece vezniyle yazılmış dörtlük’ ün kafiye yapısı, hece sayısı, kalıbı tamamen şairin isteğine bağlıdır. Şair dilerse Hece ile yazılacak bölümü dörtlük değil, beşlik, altılık mısralardan veya değişik hece türleri ile de oluşturabilir. Yeter ki, hece-serbest buluşmasını gerçekleştirsin. Adı gibi BULUŞMA olsun.

5-Şiirin uzunluk, kısalık durumları tamamen şairin isteğine bağlıdır. BULUŞMA ŞİİR TÜRÜ şairimiz Harun YİĞİT ve Mustafa CEYLAN tarafından önerilmiştir.

Saygıdeğer kardeşim, Âşık Kazanoğlu’ na sevgiyle, dostlukla...

Bir yanında kuzey batı Erzurum,
Komşu Karadeniz, Çoruh Vadisi…
Etrafı dağlıkken ortası bağlık,
Küçük şirin Pazaryolu.
Vermemiş Mevla bolluğu,
Vermemiş malı davarı,
Nimeti buğdayla darı…
Buna rağmen, umudunu
Yitirmiyor yoksul halkı.
Çalışıp çabalayıp, der; "her şeyin başıdır sağlık!"

Çalı çırpıyla orman gövermiyor ne var ki!
Tükenir dizde derman, elvermiyor mecali...
Dokuz ay sürer toprak ananın uykusu
Kiraz ayı alıyla moruyla gelir.
Sarar dört bir yanı kekik kokusu,
Kınalı yapıncak, hanımelileri...
Kadifeye döner buzdan dokusu.

Petekte arı,
Süzmedir balı…
O ne muhteşem tablo, görülmeli!


Orak zamanında toplanır uşak,
Harmanda ayrılır sapından başak.
Kimi serttir çecin, kimi yumuşak,
Nimetten sayılır den, Kazanoğlu.


Ağustos denince, hava sımsıcak!
Arada esiyor meltem,
Ilıcak...
Koşan insanlar
Koşturan hayat,
Her şey bir lokmayla bir posta, ancak...
İster otur ister yat,
Aldığın kadardır hayat!


Sarı saçlarını dökünce ilkgüz,
Nemlenir gökyüzü, hüzünlüdür yüz.
Tohumla toprağın karıldığı giz,
Canlanır gözünde dün, Kazanoğlu.


Usulca gelirken songüz el sallar,
Yorgun mu yorgun mahir ortagüz.
Kirpiği ıslak,
Hayatsa kaypak…
Neyi anlatır bakış?
Hangi eşiğin ardında yükselir feryat?
Şimdi
Gelinlik giyinmiş karakış;
Baktırır
Buğulu camlar ardında.

Dal etti dalını Dadaşlar yurdu,
Sinesinde kehribarlar kavurdu.
Al atlar kişnedi davullar vurdu,
Hayat bu; aldırma sen, Kazanoğlu!


Balı şerbeti,
Petek petek arısı...
Gülüşü sanırsın ipek!
Esriyen toprak baharla çiçek çiçek...
Selam durur
Börtü böcek ve kelebek... Dinliyor
Vadinin bir kıyısından, Pazaryolu; mest-i saz...
Çoruh’ u,
O eşsiz ruhu,
Anadolu’ yu
Ve altmış hanesiyle Süleymanbağı...
Göç verdikçe gurbete
Örülür bahtının ağı.


Uzaklardan duyulur Nevder’ in iniltisi.
Tatlı bir telaş
Biraz vesvese...
Dertli mi dertli, fakat
Heybetli... Komutlar yağdırır Yusuf,
Beş yavrunun babası!

Tam da burada başlar, ama
Nerede biter
Kazanoğlu hikayesi!..


Sene bindokuzyüz ellibeş sonu,
Can içinde yüzer can, Kazanoğlu.
Nefesler tutulmuş bekliyor onu,
Şavkıyla gülümser tan, Kazanoğlu.


Bir yanında acı
Ve sayısız vuruşlarla dinmeyen sancı.
Öte yanda umutla beklenen minik
Yabancı...


Güne gebe ayın yirmi altısı,
Sıfırın altında eksidir ısı.
Sevgi, bir ananın ilk fısıltısı,
Dua’ yla üflenen an, Kazanoğlu.


Beklenen an gelirken nihayet sulu sepken,
Bambaşka duyguların içinde herkes, derken;
Ikınır tiz sesiyle ana can, çığlık atar,
"Geliyor " der, sevinçli sesiyle köy ebesi!
Görünür Nevder ananın sarı saçlı bebesi,
Duygular katar katar...


Kutsal karanlığın bittiği yerde,
Renkli bir dünyaya açılır perde.
Daha ilk çığlıkla aşk denen derde,
Düşer; çıra gibi yan, Kazanoğlu!


Ne bilsindi, anadan ayıran ince bağın
Bahtının döneceği ilk gurbet olacağı!..

Kundağa belenen melek
Masum mu masum bebek...
Yarını bilinir mi? Hele bugünü görek,
Belki de gülecektir ati’de ona felek!
Ana yüreği işte!
Yumulmuş gözleriyle yormamak gerek.


Selahaddin koyar adını Yusuf,
Ne de olsa baba yüreği kesif!
İstedi ki oğul olmasın pasif,
Damarına akan kan, Kazanoğlu.


Zürriyet bağı,
Gözünün yağı…
Derdinin ortağı,
Kıymeti ocağın, otağın oğul!
Öyle derin bir duygu... Ah! Şu yokluk olmasa,
Gözü kor ola!
Bağlar elini kolunu…
Ağlamakla gülmek arasında, gömülür
Anasının ağ göğsüne, pembe dudaklı bala.


Yoksulun mayını karakış, patlar,
Boranı, tipisi bunu ispatlar!
Gamzede, dudağın goncası çatlar,
Nevder in döşüne ban, Kazanoğlu.


Kardeşlerin sevdiceği,
Körpecik…
Biraz daha büyümüştür, incecik!
Varlığını anlayacak
Anlatacak yaşa gelmiş,
Gelmiş gelmesine amma;
Ha deyince çözülmez ki muamma!


Toplanır gardaşlar tamam altıya,
İçinin ayazı muhtaç paltoya.
Üç öğünü iner tek kahvaltıya,
Yavan aşı yağlı san, Kazanoğlu!


Nihayet ilkokul çağına erişir.
Binbir sıkıntı
Binlerce umut...
Hazırlar, elinden tutar babası,
götürür okula.
Yolda öğütler verir,
Hedef çizer balasına;


“Okul zamanı yel gibi güçlü es!”
Der babası ona, çoğalır heves.
“Kılavuzun olsun içindeki ses,
Dolup boşaldıkça han, Kazanoğlu!”


Çok sevmiştir okumayı, okulu.
Bir öğretmeni var ki...
Adı da Kazım Turan!
Oğlu gibi sever onu,
Örnektir Kazanoğlu.
Ve başkan seçer…
Yanık türküleriyle, müziktir kolu.
Sesi güzeldi ya!..
Her sevilen gün gibi
Çabuk geçer ilkokulu.


Beşten ötesine imkânlar yetmez,
Od, odun olmazsa duman da tütmez.
Düş güneş gibidir, ufkunda, batmaz,
Gurbete dönüktür yön, Kazanoğlu.


Sıkça gurbete çıkan baba çaresiz,
Ezik, geçim derdiyle.
Yetmez, yetemez
Oğulun dünyasına!
Kaçınılmaz gurbet yutar
Ufkunda Bin düşüyle...


Sene altmış dokuz, çetin hayatı,
Elde yok avuçta, yaşam çok katı.
Dörtnala koşarken bahtının atı,
Ham kelek misali bön, Kazanoğlu.


Ne bilgi var ne deneyim,
Savrulur yaprak misali, yaralı…
Küçük bir köyden koca şehire.
Oysa o çocuk!
Narin bedenine tezat yüküyle,
Anacığının özlemiyle…


Şehr-i Sultan denen Yeditepeli,
Bir yanıyla deli bir yanı Veli.
İnlemeye başlar sazının teli,
Yetmiş’ te uyanır tin, Kazanoğlu.


Uzun bacakları, ince endamı.
Ağırlığının üstünde çektiği yükü,
Zorlar onu...
Biliyordu kaçınılmaz,
Biliyordu, gerçek şaka kaldırmaz!
Birikti alın teri,
Biriktirdi kederi…
Verdi yevmiyeyi saza,
Beledi dertlerini
Yükledi sözden söze...

Ergen yaşa gelmişti, bağlanmalıydı başı,
Onun da pişmeliydi kendi ocağında aşı.
Köyünden bir genç kızla
Kuruluverir yuvası,
İlmek atar yüreğine
Anasıyla babası.

Yetmiş beş, yuvanın ilk düğünüdür,
Yetmiş altı, çifte bayram günüdür.
Doksan’ da âşıklık onun ünüdür,
Hak için halkına dön, Kazanoğlu!


Nikâhın ardından vatani görev...
Aklı geride kalmıştır velev,
Mahcup, mahzun sevdasında.
Hasret yakar kavurur
Ve orada duyar ilk rüyasını,
Biricik kızı
Selvinaz’ ını!


İlk göz ağrısıdır kızı Selvinaz,
Doğarken ağladı, bilmedi ki naz!
Bekledi sabırla, gelsin bahar yaz,
Kardelen umudu ten, Kazanoğlu!


Gözünde gönlünde sevdicekleri
Tüter de tüter
Ve sayılı günler çabucak biter.
Döner askerden döner amma,
Kader de kötü ağını örer!
Aşk ı, sevda
Sevgi saygıyı
Yaşarken öğreten sevgili yok artık!
Yıkık, perişan...
Yanar özü
Yanar gözenekleri...
Kızının karagözleri
Yıkar geçer içinde yıkılmayan kaleleri!
İsyan etse ne gezer,
Yazmışsa kader...


Hani sevdiceği, nerdedir o yâr?
Yıkılır hanesi, yağar başa kar.
Yavrusu hatrına durmalı vakar,
Tutunur hayata can, Kazanoğlu.


Aradan geçer elem yüklü bir dokuz ay…
Bükülü boynuyla direnmeli,
Olmamalıydı teslim!
Henüz ana kokusuna doymamış körpesi
İçinin acı sesi,
Omuzunda ağır yük…
Kaderden gelen hüküm,
Eli mahkûm…


Yetmiş yedi, yeni yuvaya temel,
Yetmiş dokuz, olur ona gurbet el.
Seksen de sılası Antalya emel,
Yalancı bahara kan, Kazanoğlu!


Kimi dışından yanar, içinden kimi…
Acıyı ve yokluğu,
Yaşadığı gurbeti
Anlayan tek dostuydu sazının teli.

İkinci bahar... Sahi,
Olur muydu ilk bahar?
Yanıtsız sorularla uçar yeni eşiyle
Gurbeti Almanya’ ya.
Kadere bakınız ki
O da altı çocuklu!
Babası kadar...

Sazına üleştirir emeği bileğiyle.
Âşıkların sözünden,
Yüreğinin közünden,
Edep erkân izinden
İlerler adım adım.
Ve son verir gurbete
Dönerken hülyasına,
Yerleşir sılasına.

Yıl, bindokuzyüz doksan…
Âşıkların demlendiği,
Gönüllerin coştuğu,
Sazla sözün konuştuğu Mevlâna Konya’ sına.
Başvurur kabul görmez,
Pes etmeyecek elbet; sınav ister, yol ister…
Büyüklüğü yüreğinde, özünde büyük usta
Öğretmen Fevzi Halıcı,
tutar sınava, tapşır der!
Mevlâ’nın da yardımıyla
Olur ozanım kalıcı.
Hak ederek ödülü,
Görür o nurlu günü.


Derin bir ummandır daldığı dünya,
Anlıyor, bu değil görünen Hanya!
En büyük rüyası, özüdür Konya,
Katrenin içinde yun, Kazanoğlu!


Bu sınavla daha da pişer özünün çiği,
Değişir;
Hayata
Dünyaya
İnsana bakışı.
Olgunluktur mahlası…
Nakış nakış işler sözü
Özünün aynası.


Türkiye’ m rehberi Türkçe’ ydi dili,
Hecenin ustası, Gülce’ nin gülü.
Aşk ile dolduğu Erzurum ili,
Kalmadı üstünde zan, Kazanoğlu.


O ki;
Kanının son damlasıyla,
Hasbelkader ülkesiyle…
O;
Diliyle, diniyle
Gelenekten göreneğe,
Örnek oldu kültürüyle.
Velinimeti el’ e.
Övgülerim az bile...
Son sözüm O’ na, dostça ;


Düşürme takkeyi görünmeye kel,
Kişinin kibiri kişiye engel!
Dosdoğru yürü ki bükülmeye bel,
Ata yadigarı şan, Kazanoğlu!

Refika Doğan- Antalya - 2012



Konya Âşıklar Bayramıyla birlikte yurt içi ve yurt dışı bir çok etkinliklerde onur verici ödüllerle taltif edilen ozanımız Sayın, Selahattin Kazanoğlu (Âşık Kazanoğlu) nun sanat yılında siz değerli dostlarımıza "Gülce/Buluşma" nazım türünde "Refika Doğan" ın gözünden Âşık Kazanoğlu " adlı biyografik bir çalışma ile O’nu tanıtmak; özümüzün ayrılmaz parçası, yapıtaşı olan ozanlarımıza - âşıklarımıza bir nebze olsun saygımızı, sevgimizi ifade etmek istedim.
Kendilerine saygımla, dostluğumla birlikte; erinçle dolu sağlıklı ve uzun bir yaşam ve nice sanat yılları, nice kutlamalar diliyorum. Refika Doğan

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Refika doğan' ın gözünden âşık kazanoğlu (gülce/buluşma) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Refika doğan' ın gözünden âşık kazanoğlu (gülce/buluşma) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Refika Doğan' ın Gözünden Âşık Kazanoğlu (Gülce/Buluşma) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fatma Biber
Fatma Biber, @fatmabiber
30.1.2012 18:47:49
Sayın Kazanoğlu'na nice ödüller, nice başarılar diliyorum.
Refika Doğan, dostluğun simgesi bir can. Emeğini, yüreğini kutluyorum.
Mehmet DOĞANN
Mehmet DOĞANN, @mehmetdogann
29.1.2012 00:03:13
şiiri dilden kulağa harmanlayan
ozanlarımıza sahip çıkılmalı,.

refika hanım ,yine güzel bir derleme,.

tebrik eder, saygılarımı sunarım,. dostca,.
Ya Tabe Volim
Ya Tabe Volim, @yatabevolim
27.1.2012 21:12:49
Uzun ve ince bir hayat hikayesi gibiydi,kutlarım üstadımı............
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
27.1.2012 03:30:06
BU NEKARAD UZUN GAZETE MAKAELSİ GİBİ SONUNU OKURKEN BAŞINI UNUTUYORSUN
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL