12
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1620
Okunma
akıp giderken
bir aşkı daha almıştı tozlu koynuna sinsi hevesle zaman
zaman mıydı acımasız
adam mıydı harcayan aşkı
üşüdü kadın
soruların gölgesinde
suyunu çıkaracaktı sıksa
kan ter kusan düşüncelerin
posasına fitti peşinen
ama sıkabilseydi ah!
gülümsedi bıyıksız bıyık altından
düşünce posası ha?
adam âdem olabilseydi
yazabilir miydi bu deli saçmalarını yine?
"hay sattığımın dünyası" der gibi oldu sanki
"adam sen de" dedi ardından belli belirsiz..
heyt be!
şair yarattın farkında mısın?
kara yürekli karaoğlan!
posayı avuçladı usulca
dinledi dakikaları
sırt mı dönmeliydi yaşama?
sarılmalı mıydı daha sıkı?
son çöpüydü kibritin
yaktığı son cigarası
dönüyordu başı son yudumda
aşkının son demleri gibi...
"silecekleri olmalı miyopi gözlüklerin" dedi içinden
güldü sonra sesine içinin
silerken buğusunu camların
arındı sanki kırklanmışca cami suyunda
soluklanınca
içine çöken karadan
yağmur sicimleri arasından bakıyordu şimdi
akşam çöken şehrine
"buraya kadarmışsın işte kara yürekli" dedi fısıltıyla
şehrim ben ve yarınlık düşlerim
maviye boyayacağız yaşamı yeniden
topla şimdi grilerini çık hayatımızdan!
ve adımladı ağır aksak ama umutlu
çoktandır kör baktığı sokak taşlarını şehrinin
devam ediyordu tüm hızıyla yaşam
acı tatlı kekremsi...
öylesi emindi ki
kara adamlara inat
yarın yine doğacaktı güneş
renkler üstü muhteşemliğiyle!
5.0
100% (5)