sen aşık, ben sana aşık


nedir bu fiğan olmuş gönlüm
yetmiyor mu sana olan ah’larım, mekansız
yoksa adak mı etmeyelim sevgimi kansız.

ruhum kanıyor;
ellerimden akan kanlar, izbe acılar bırakıyor.
gülüşlerimde saklı sessiz çığlıklarım,
uçurtmalarda yankılanıyor, çiğ dünyanın/sahteliğinde.


kurt pusu kurmuş sana yazılmış nergislerime.
bir acı çıglıkta yargılanır sevdam.
kararı sen, çekeni ben.

çelik kapının sürgüleri çekilir.
içim sürgülenir, ruhum zincirlenir.
bir azap olur bedenim taşlanır.

’üzülsem sever misin beni sevgili
sarar mısın en kuytu karanlıklarımı
sormadan sensizliğimi sen olurmusun sesime/ezber gibi’

dilim lal, sürcü lisanımı hoş gör ahde vefam.
kelimeler renklere bogulsa da saçlarının esmerinde,
kırmızıklıklarımda var gör ey sevgili.

şimdi her seyr-i sefer, gurbet olur,
kırık camlı odamın penceresinden.
ucan bir ucurtma görünce semada
bilki ben bir küçük ılgın olup
sana doğmuşum toprağa sarılıp....
selçuk bozadağ/ gaziantep