22
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
2273
Okunma

süt dedi çocuk!
dudağındaki bozkırı uzatarak
kesik memesine aldırmadan kadının
kapatıp içi doldurulmuş inançlara kulağını
derin bir sancıyla emdi yarasından ağlayarak
tanımsız bir ülke düştü içine
ve artık hiçbir anlamı yoktu adının
gözlerinde milat öncesi bir tufan
bedeninde bitmeyen savaşlardan
koca bir talan kaldığını unutarak
güneşin vurulduğu yerde öptü
kirpiğinde asılan gözyaşlarına set çekerek
can telaşına uyudu sonra
aldırmadan beyazına saçının
ekmek dedi çocuk
gözlerindeki yokluğa bir baba gömerek
küçük parmaklarıyla bir hikaye anlattı
duvarda sararan siyah beyaz fotoğrafı göstererek
hiçliğin üstüne bir sünger çekti kadın
ellerindeki nasırdan besledi aklını
yüzüne en güzel maskesini giyerek
büyüdükçe uzadı kolları
boynundan büyük bir dağ bulup koynuna yattı
kavga dedi çocuk
yüzünün aynasına düşen kırıklara iç çekerek
işaret parmağına bir kardeş aradı
isyan kokan bir besteye dönüşerek
çatlağına sünger döşedi kadın
deprem öncesi yüreğine umut ekerek
barış diye fısıldadı kulağına adını
tarih dedi çocuk
gözlerine ilişen takvim yaprağına öfkelenerek
omzuna alıp rüyasını gökkuşağına bulandı
en sevdiği renklerle üzerini örterek
ölüm dedi çocuk
öpüldüğün yüzün kadar soğuk mudur düşerken
insan hiç bulamadığı bir labirentin çıkışı
denizine varamayan bir nehrin akışı mıdır yaşarken
hangi ip en kolay
hangi tetik kaç mezar eder ezberine bir şehir çizerken
durgun bir suya döndü kadın
senden önce ben varım dedi
içine ecel gibi koşan çocuğa ellerini bıraktı giderken
Faik Danışman