1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1116
Okunma
sonbahar dallarında solarken yapraklar
bilgiye susar tüm çocuklar
müjdeci sabahın ilk ışıklarıyla
kuşlar, birer çocuk dallarda
çocuklar, birer kuş okullarda
küçüklerin büyük bekleyişine
hışırtılı yapraklar ses verir
ağır çantalı soluklar,
soğuk düşlerin kırar çemberini
ve bir umut bekler
‘artık gelmeli’, der
hasret çeken gözler
karla kaplı patika yollardan,
sılayı geride bırakan dağlardan ulaşır
gizem deryası gözlere
kalem tutan titrek ellere
‘öğretmenim, öğretmenim’ diyen dillere
sese, nefese, munise; fidana, cana, canana…
hayatın durmaya giden kalbinde
zil çalar, başlar bir heyecan
bahar yağmuru sesiyle
yeniden büyür fidanlar
suyla buluşan toprak
hayata tutunan kardelen
uzun sıçrayan ceylan gibi…
dünya ayaz, savaşlar cehennemi
yoksulluk bir pençe, o ise avuçlarında
küllerde savrulur çaresiz…
tebessüme muhtaç, şefkate muhtaç
bilime, bilgiye, ışığa aç
suskunluğunda mahçubi gizem
öğretmendir ancak kucak, sıcak…
sınıfı dolduran sesiyle şefkat
umut yüklü bakışlarıyla kol kanat
yalnızlığa ana gibi ortak…
evet evet, öğretmendir
ey karanfil yürekli…
ilim, irfan, şiir, sanat kokar nefesin
yurdumda karanlığı parçalar sesin
biliyorum eli öpülesi nefersin
çünkü sen dalga dalga bayrak
gonca gül seversin kalbine
kalbine basarak
sonbahar dallarında solarken yapraklar
bilgiye susar tüm çocuklar
müjdeci sabahın ilk ışıklarıyla
kuşlar, birer çocuk dallarda
çocuklar, birer kuş içimizde