1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1375
Okunma
Bu sabah erken çıkarken bahçeye, ansızın
Her köşeden her bucaktan bir ses
Birden şaşırdım kaldım
Her ağaçtan, her daldan, her budaktan
Bir çağırış: "Neden gitmedin?"
Nerden çıktı şimdi
Her tarafta bu olmayası tükenmişlik
Veya neyin nesidir
Şu umarsızlık dolu melankoli müzik
Hangi taş plaktan gelir, çalan kimdir?
Nedendir herkesteki bu içe kapanıklık?
Hani nereye gitti onca insan?
Neden sustu o cıvıltı, o kahkahalar, o heyecan?
Kim aldı götürdü, nereye kayboldu?
Bir fısıltıdır kulağımda: "Neden gitmedin?"
Neye elimi uzatsam
Nereye adımımı atsam
Her tarafta bir yitirmişlik
Her şeyde bir yalnızlık kokusu
Nereye baksam, bir terkedilmişlik
Hangi yöne yürüsem geç kalmışlıklarla dolu
Sorup duruyor: "Neden gitmedin?"
Kumsallar boşalmış, her yer ıpıssız
Deniz kabarmış
Üstünden sanki aylar geçmiş gibi
Dalgalar silip atmış ayak izlerini
Hani kumdan şato yapan çocuklar
Yazılan sevgili isimleri
Neden duyulmaz simitçinin sesi
Kovalaşan gençler, su serpen kızlar nerde
Hani güneşin altında sereserpe yatanlar
Kıyı boyunca uzanan bir eksiklik
Sorup duruyor: "Neden gitmedin?"
Nedendir havadaki bu fırtına sonrası sessizlik
Doğadaki bu soğuk bekleyiş bilinmeyene
Yeryüzü nasıl oldu böyle
Nasıl sarardı yapraklar birden bire
iki gün içinde
Ya her şeye çöküp duran şu yorgunluk
Bu sarhoşluk niye
Gökyüzünde bitkin ve isteksizce ilerlemekte
Dünya aleme hükmeden güneş bile
Sorup duruyor: "Neden gitmedin?"
Bu kaçıncı Eylül rüzgarı?
Fırtına olup esmekte başımda
Her yaz bitimi, her güz başlangıcı
İçimdeki kaçıncı deprem bu?
Kaçıncı yar yıkılması?
Başka ne desem bilmem ki... kısacası
Bugün derken, yarın derken
Şunun şurasında geriye ne kaldı
Ha Eylül olmuş, ha Ekim
Ne farkeder
Değil mi ki yaprak düşme mevsimi bu
İnsan daha başka ne bekler
Mustafa Sağlam
5.0
100% (1)