19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3018
Okunma

Nazım Hikmet Ran çok sevdiğim bir şairdir... Ve özellikle Tahir ile Zühre’sini bilmeyen yoktur herhalde... Hatta ben gibi bazılarının ezberindedir de... Ne Tahir’ler kaldı günümüzde Ne Zühre’ler öyle bir hüzünle ortaya çıkan bir şiirdi... Esinlenmeler olmuştur mutlaka... Eskiye özlemin bir anlatımı olsun istedim...
____Ne sen Tahir olabilirsin ne ben Zühre...
______Gelinciklerin ardına saklanabilir misin?
________İncitmeden koparmadan rengini alabilir misin?
___________Kanatmadan öpebilir misin?
_________________Yapamazsın…
_____________________Sen Tahir değilsin ki…
"Pazarda üçü beş lira aşklar"
Belki bir serumu deneriz damarlarımızda
Artık o bile parayla
Sevmek kadar sevilmek de önemli olmuş hayatta…
Ah Tahir ahhh sevdalar kaldı artık
Tozlu bir gramofonun acıtan tınısında
Hem Zühre’ler de yok artık
Şimdinin aşkları
Alev’de
Mehtap’ta…
Karşılıksız olduğunu söyleyene inanma sevdanın
Sonu ya mezar ya uzak diyar…
Beklentisi yüksek makamlarda
Mesela
Yumuşak iki yastıkla kirli bir çarşafta
Kim bilir
Belki de s/aklı bir otel odasına kilitli aşklar
Düş/tüm
Elimi tutacağını söyleyen prensi gördüm
S/andım
Masallarda yaşayan periydi beklediğim
O dokunacaktı bana değneğiyle
Ben prenses olacaktım sen prens
Olmadı oysa
Kabaklar da fareler de araba olmadı
Ve tensiz yaşanmayan aşklar kaldı geriye…
____________Sen hiç gelincik gördün mü ağlarken?
___________________________________Hiç bana bakmadın ki…