Karanlık gecelerin , doğmayan şu güneşi
Bilmem ki kastın nedir , neye inat edersin
Gönüllerin nağmesi, yoldaşı her gün eşi
Bilmem ki kastın nedir , ney’e inat edersin

Çektiğim ıstıraplar , sana zevk mi veriyor
Kelamım gül saçarken ,el alemler deriyor
Maharet dillerinde , dilersen beceriyor
Bilmem ki kastın nedir toy’a inat edersin

Gönül sohbet ister se bulur bunca bahane
İster kahve hane de, istersen de çay hane
Esirgeme lebinden , bal dökülsün daha ne
Bilmem ki kastın nedir çay ‘a inat edersin

Yaratan cömert iken , sen dahil tüm kuluna
Biraz da meylin olsun , mübarek hak yoluna
İhtiyacı var sanma bir dirhemlik çuluna
Bilmem ki kastın nedir hây’a inat edersin


Gönlüme od düşüren yürekte ki közünü
Yüzüne tat benini ,bir çift ela gözünü
Süslüyorken kaşların ay sureti yüzünü
Bilmem ki kastın nedir, yay’a inat edersin

Aklım alıp başımdan , beni sarhoş sanarak
Gözlerin keskin şarap , feri ile yanarak
Divane derken bana ,deli diye anarak
Bilmem ki kastın nedir mey ‘e inat edersin

Tıkır der ki sevdamı, satır satır ben yazdım
Bazen alev parçası , bazen de kış, ayazdım
Ara tonlar yok bende ,ya siyah ,ya beyazdım
Bilmem ki kastın nedir, bey’e inat edersin

13 /11 /2009
Soma