Okuduğunuz
şiir
14.10.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
SULTANIM
Dün ne idik, bu gün ne, otur şöyle bir düşün Ziyan dolu pazardan, kar yapmışız sultanım Hayal bile haramken, gerçek oldu her düşün Yüreklere sığmayan yar yapmışız sultanım
Gurbet denen muhannet, çekilince aradan Her sızım çare buldu, hançer saplı yaradan Niyaz ettim her gece, kabul etti Yaradan Bu aşk için dünyayı, dar yapmışız sultanım
Yolumdan vaz geçirmez, ne zemheri ne ayaz İnatda murat dedim, saçım oldu bembeyaz Gönlüm vuslat peşinde, hora geçti bak bu yaz Elli yıl tüten közden, har yapmışız sultanım
Hayatım kumar oldu, hep zarar, hep ziyanda Ütmek için oturdum, baktım sensin bu yanda Bir yanım yarım iken, sen doldurdun bir anda Ömrümüzü barbutta, zar yapmışız sultanım
Ne dost belli ne düşman, aynı safta durmakta Her gün başka bir kumpas, başka pusu kurmakta Bir kez zayıf düşersen, hep arkandan vurmakta Dost görünen her hini, mar yapmışız sultanım
Ömür denen bakiyem kaç yıl kaç gün kaç aysa Sensiz geçen her anım, bu ömürden bir zaysa Yaşam denen kumarda bu saz bana bir paysa Tıkır der bozuk sazdan tar yapmışız sultanım Elli yıl tüten közden, har yapmışız sultanım
DİL BİR İDİ DİN DE BİR, BUNU BİZLER VAR ETTİK YÜREKTEKİ İNANCI, KATIK ETTİK HAR ETTİK GÖNLÜMÜZÜ BİZ BÖYLE, ANCA BAHTİYAR ETTİK GÜN GELDİ DEVRAN DÖNDÜ, İNKÂR ETTİK SULTANIM...........TEKFÛRİ
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir yerde yorumunuzla karşılaşmasaydım, bu güzel şiiri de okuyamayacaktım! Beğeniyle takip ederken uzun süredir gözümden kaçışınız beni üzdü! Şiir, hak ettiği ödülünü ve yorumlarını almış, bana zevkle okumak ve kutlamak düştü. Sağ ol şairim.
DİL BİR İDİ DİN DE BİR, BUNU BİZLER VAR ETTİK YÜREKTEKİ İNANCI, KATIK ETTİK HAR ETTİK GÖNLÜMÜZÜ BİZ BÖYLE, ANCA BAHTİYAR ETTİK GÜN GELDİ DEVRAN DÖNDÜ, İNKÂR ETTİK SULTANIM...........TEKFÛRİ
Belli ki emek işi sözcükler özenle seçilmiş. Bana sorarsan şiirde düz cümle mantığı ile değerlendirme yapılmaz. Çoğu şey zımnen anlaşılabilir. Tebrik ediyorum.
Ben de beğendim. Bazı hatalar var ancak o kadar olacak herhalde. "Ne dost belli ne düşman, aynı safta durmakta" sözünün virgülden sonraki kısmının öznesi yok. Düşüncede "hepsi aynı safta duruyor" anlamı çıkıyor ama anlatım bozukluğu var. "Hayatım kumar oldu, hep zarar, hep ziyanda" dizesinde ise virgülün kullanımı yanlış sanırım. Bildiğim kadarıyla bağlaçlar arasında virgül kullanılmaz. Burada hep varken virgüle gerek yok. Ayrıca eş anlamlı kelime tekrarı söz konusu olmuş. Zarar ve ziyan kelimeleri aynı anlamda. Her şeye rağmen güzel bir şiir. Hem de çok güzel! Teşekkürler.
Emrullah bey öncelikle hem şiiri okuma zahmetinde bulunmanız , hemde yorum için zaman ayırıp emek vermenizden dolayı teşekkür ederim. " ne dost belli ne düşman, aynı safta durmakta" derken dostla düşmanın yan yana bir duruş sergilediğinden bahsetmek amaçlanmıştır. elbette dil bilgisi açısından virgül olur olmaz o konuda sözüm yok. yine "hayatım kumar oldu, hep zarar hep ziyanda" derken zarar manevi kaybı, ziyanda maddi kaybı anlatmak için kullanılmıştır. ayrıca hukukta bile "zarar ziyan tespiti" diye bir şey var.
dil bilgisi konusunu biraz çalışmaya gayret edeceğim. selamlar
Emrullah bey öncelikle hem şiiri okuma zahmetinde bulunmanız , hemde yorum için zaman ayırıp emek vermenizden dolayı teşekkür ederim. " ne dost belli ne düşman, aynı safta durmakta" derken dostla düşmanın yan yana bir duruş sergilediğinden bahsetmek amaçlanmıştır. elbette dil bilgisi açısından virgül olur olmaz o konuda sözüm yok. yine "hayatım kumar oldu, hep zarar hep ziyanda" derken zarar manevi kaybı, ziyanda maddi kaybı anlatmak için kullanılmıştır. ayrıca hukukta bile "zarar ziyan tespiti" diye bir şey var.
dil bilgisi konusunu biraz çalışmaya gayret edeceğim. selamlar
Teşekkürler ve tebrikler İsmail Bey, Tıkır tıkır saat gibi işleyen bir şiir olmuş... Bir iki noktaya dikkat çekmek istiyorum. 1- " Ziyan dolu pazardan, kar yapmışız sultanım " ...Burada KAR kelimesine şapka koymak gerekir diye düşünüyorum. Buradaki KAR'ın kışın yağan kar olmadığı elbette bilinir ancak genel okuyucu düşünüldüğünde şapka koymak daha doğru olur. 2- " Niyaz ettim her gece, kabul etti yaradan" .. Bu satırdaki Yaradan'ın büyük harfle başlaması gerekir. Allah anlamındadır. 3- "İnatta murat dedim, saçım oldu bembeyaz " İnatta kelimesinin buradaki anlamına göre (dahi anlamında) göre... İnat da ...şeklinde yazılması gerekir. 4- " Ömür denen bakiyem kaç yıl kaç gün kaç aysa " ... Bu cümledeki ifade sıkıntılı İsmail Bey ... Ömür, bir canlının doğumundan ölümüne kadar olan süreyi kapsar. Ömrümüzün yaşanmamış olan kısmı bakiyedir ... O cümle, örneğin " Ömrümün bakiyesi .... şeklinde olsa doğru olur .... 5- Son dörtlükteki "Tıkır " kelimesi ile hem soyadınıza atıf yapmış hem de bozuk sazın sesi olarak ifade etmişsiniz, güzel olmuş.. .................. Selamlar, sevgiler Kalbiniz sevgiyle dolu olarak uzun yıllar tıkır tıkır işlesin inşallah Gözüne acı yaş değmesin ...
" YARADAN daki büyük harf gözden kaçmış. " demişsiniz... Eyvallah .. Şiir eski şekliyle duruyor ...Unuttunuz sanırım İsmail Bey .. Diğer yerler önemli değil ancak Yaradan'ı düzeltmek lazım .. Selamlar sevgiler ...
üstadım öncelikle teşekkür ederim. "ömür denen bakiyem" derken ömrün yaşanmamış kısmı kasdedilmiştir. şapka ya gelince TDK şapkayı kaldırdı. YARADAN daki büyük harf gözden kaçmış. size uyarılarınız için teşekkür ederim. selamlar
Hocam çok güzel analiz yapmışsınız. Sizi favori üye listeme ekleyeceğim ve eminim sizden öğreneceğim çok şey var. Bahsettiğiniz hataları ben de yazacaktım ancak siz görmüş, yazmışsınız, gerek kalmadı. Teşekkür ederim.
" YARADAN daki büyük harf gözden kaçmış. " demişsiniz... Eyvallah .. Şiir eski şekliyle duruyor ...Unuttunuz sanırım İsmail Bey .. Diğer yerler önemli değil ancak Yaradan'ı düzeltmek lazım .. Selamlar sevgiler ...
üstadım öncelikle teşekkür ederim. "ömür denen bakiyem" derken ömrün yaşanmamış kısmı kasdedilmiştir. şapka ya gelince TDK şapkayı kaldırdı. YARADAN daki büyük harf gözden kaçmış. size uyarılarınız için teşekkür ederim. selamlar
Hocam çok güzel analiz yapmışsınız. Sizi favori üye listeme ekleyeceğim ve eminim sizden öğreneceğim çok şey var. Bahsettiğiniz hataları ben de yazacaktım ancak siz görmüş, yazmışsınız, gerek kalmadı. Teşekkür ederim.
Günün şiiri payesiyle payelendirilen bu şiiri zevkle ve gururla okudum kişi sevdiğinin sevilmesiyle sevinince tarifsiz bir sevinç oluyor bu. İsmail Tıkıroğlu dönem dönem yüreğini nadasa bırakan bir şair, Ancak her nadas sonundaki hasattan öyle özge çalışmalarla dönüyor ki heyecanla okuyor feyz alıyoruz... Benim için özel bir yeri olan, ustam Tıkıroğlu'nu tekrar tekrar tebrik ederim... Selam ile...
7+7 ’ 14 lü hece vezninde, ilk dörtlük hariç olmak üzere aaab, cccb, vb.kafiye örgüsünde; hayata ve insanlara dair bireysel haklı isyanın ve bu durumdan duyulan üzüntünün konu edildiği değerli bir eser. Eserin yüzde doksanı nda tam kafiyenin kullanılmış olması , ses ve ahenk açısından tatminkar bir şiir zevki bırakmakta okur damağında.
Sultanım kelime redifi üstüne kurulu eserde Sayın şair, sırasıyla ilk dörtlükte; sevgiliye, 2.dörtlükte; gurbet acısına3.dörtlükte; gerçekleşmeyen umuda, 4.Dörtlükte kadere, 5.dörtlükte; dost sanılan insanlara 6.Dörtlükte; genel hayata isyanını anlatmıştır. Burada özellikle altını çizmek istediğim bir husus var. Sayın Tıkıroğlu, mükemmel bir mısra tekniği kullanmış anlam açısından. Her bir dörtlükte öncelikle sorunu anlatan dize, sonrası çözümü sonrası da bütün bu olanlardan çıkarılan ana fikir yer almış.
Ciddi anlamda anlamın biçimle harmanlanarak bir apayrı bir kurgu oluşturmasına hayran kaldım. Mısra tekniği, anlam tekniği de diyebileceğimiz bu uygulama da sayın Tıkıroğlu’ nun ehil bir şair olduğu kanısını uyandırmakta.
Her şairin dili başkadır, kurgusu başkadır anlatımı başkadır.Hecede elbette bir kabul görmüş kural vardır ama özün anlatımına ilişkin şairin kendi öz kuralını koyarak bütün şiire sapmaksızın uygulamış olması kendisi hakkında ciddi olarak şiire önem verdiği gerçeğini gözler önüne sermektedir.
Burada "^Sultan " diye addedilen zannedersem eş, sevgili, yâr. Ona içini dökme, huzursuzluğunu, üzüntüsünü paylaşma gibi de düşüneceğimiz eserde tekniksel açıdan en çok dikkatimi çeken husus
" Dün ne idik, bu gün ne, otur şöyle bir düşün Ziyan dolu pazardan, kar yapmışız sultanım Hayal bile haramken, gerçek oldu her düşün Yüreklere sığmayan yar yapmışız sultanım "
dörtlüğünde düşün kelimesiyle yapılan cinas uygulaması çok şık ve anlamı doldurur nitelikte yerini almış. Öylesine kafiye olsun diye, boşluk doldursun diye uygulanmadığı, sentetik bir konumda olmadığı görülmekte.
1.düşün kafiyesi: Düşünmek 2.düşün kafiyesi: Düş anlamında kullanılmıştır.
Yine aynı uygulamayı " Gurbet denen muhannet, çekilince aradan Her sızım çare buldu, hançer saplı yaradan Niyaz ettim her gece, kabul etti yaradan Bu aşk için dünyayı, dar yapmışız sultanım "
dörtlüğünde de görmekteyiz.
1.yaradan: Allah 2.yaradan: Tende oluşan bere
Böylesi güzelliklerin yanı sıra sıradan, güncel hayatta alışık olduğumuz söylemlerinde eserde yer aldığını görmekteyiz.
Mesela ki ;
" Dün ne idik, bu gün ne, "
" Hayatım kumar oldu "
"Ne dost belli ne düşman, gibi güncel hayatta alışık olduğumuz, neredeyse dilimizde pelesenk olmuş dizelerinde var olduğunu görmek şiir adına biraz üzse de şairinin yetkinliği göz önünde bulundurulduğunda böylesi anlatıma dair unsurların kolaylıkla kendilerince telafi edilebilir olabileceğini düşündürmektedir. Bazı yerlerinde eserin mesela; dördüncü dörtlüğün ilk dizesi ile
“Hayatım kumar oldu, hep zarar, hep ziyanda “ Son bendin üçüncü dizesi “ Yaşam denen kumarda bu saz bana bir paysa “
İhtiva ettiği anlam itibariyle, aynı düşünceyi kapsam içine almış. Hayatın kumar gibi görüldüğü fikri ikinci kez tekerrür etmiş. Bence yersiz bir uygulama.
Yine düz anlatımın tercih edilmiş olması yani imgesel ve edebi sanatlar açısından ( cinaslar dışında ) anlatıma yer verilmemiş olması yalın, çağrışım gücü noksan bir kimliğe büründürmüş şiiri diye düşünüyorum. Elbette ki bu bencesi.
Edebi sanatlar ve imgelerdir ki şiiri diğerlerinden farklı kılar, yine onlardır ki şiiri güzelliğin temsilcisi yapar.
Saygıdeğer şairimizi kutluyor.Nice eserlerinde tekrar buluşmayı ümit ediyorum.Saygılarımla.
Şükran AY tarafından 10/15/2012 9:18:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yorumunuz çok öğretici, ben sizi favori üye listeme ekleyip her zaman takip etmek, bilgi ve tecrübelerinizden yararlanmak istiyorum. Saygılarımla...
Bu yorumunuz çok öğretici, ben sizi favori üye listeme ekleyip her zaman takip etmek, bilgi ve tecrübelerinizden yararlanmak istiyorum. Saygılarımla...
HECENİN YETKİN KALEMİ MERT YÜREKLİ DEĞERLİ KARDEŞİMİ CANDAN TEBRİK EDİYORUM,BİR YAZAR PİR YAZAR BİR İNSAN KENDİ BAŞINA BÜTÜN DEĞİL YARIMDIR DİĞER YARISI SULTANI,YÂRİM YARIM DEDİĞİ SEVDİĞİDİR ,NE KADAR GÜZEL ANLATMIŞ HAYAT GERÇEKLERİNİ YATKİN KALEMİ.BAŞARILARINLA BİN YAŞA.SELAM SAYGIMLA.
Yolumdan vaz geçirmez, ne zemheri ne ayaz İnatta bir murat dedim, saçım oldu bembeyaz Gönlüm vuslat peşinde, hora geçti bak bu yaz Elli yıl tüten közden, har yapmışız sultanım
SAYGI DEĞER HOCAM GERÇEKTEN ÇOK ANLAMLI BİR ŞİİR TEBRİKLER SAYGILARIMLA
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.