21
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1637
Okunma

rüzgârla yağmurun dansını izliyorum penceremden
delmek için karanlıkları ıslığımla eşlik ediyorum onlara
çığ gibi büyüyen sessizlik uğulduyor kulaklarımda
yalnızlığı kovmak için de resmini çiziyorum
buğulanmış camlara
yaprakları dökülmüş ağaçların gölgesi duvarlarımda
kendi çıplaklığımı anımsatıyor ürperiyorum
aceleci bir tavırla yakıyorum sigaramı
derince çekiyorum dumanı içime seni hapseder gibi
üşüyorum aldığım nefes kadar
verdiğim her soluksa acıtıyor bedenimi
aylardan kasımdı mevsimse sonbahar
hani yaz günleri özlem dolu geçmeseydi
belki de canım yanmazdı bu kadar
ah! rüzgâr esip durma boşuna
kolumu kanadımı çok evvelden kırdılar
ilişirim usul usul hayatın kenarına
suskun geceyi örterim üzerime
önüm kış zemheri yalnızlıklar kapımda
ağlamak faydasız acze düşerken kelimelerim
gayrı hüzünlerim konuşur bundan sonra
zaman da çözemez içime çöreklenen kederi
şefkatle uzanır yalnızlığımın elleri
fısıldayan sesini duyarım yalvarır gibi
korkma! diyor sakın korkma
savur umutsuzluklarını rüzgârın dansında
ben hep olacağım senin yanında...
5 KASIM 2009 ÖZLEM