6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2070
Okunma

hikayesi
babilin bahçelerinden devşirilmiş
bir gülün
solma gecesi...
Bir nehrin,
ağır aksak öyküsüdür bu
berrak,
temiz,
coşkulu...
Öylesine serin,
ataşlardan öte
içten,
ay düşer
birde ayrılık
bir fincanda telvesine...
sesine yar sesine...
Ah geçmiş zamanların asi bebeği
yüzünde dolaşan pırıltılar
bakma mazi şimdi
yak otur ’ellerine kınalar’
Şafaklar vardı hani,
yeşil bir ormanın kokusu gibi ’kokun’
öylesine
şimdi ağlamaklı her hece
şiir,
yankı bulmaz sestir ellerimde...
’hecele her hece bir ataştır,kendinden içre!’
ve kıyısında papatyalar büyür
bir akarsu özlemidir bendeki
özledim sana akmayı
’özledim sevgili’
vakit çok geç
kapa pencereyi
’bu satte hüzün koyna alınmaz’
ve ben;
öylesine elemli
ve de kederli
değilim...
yalan...
özlemler içinde erimekteyim...
hoşçakal...
5.0
100% (2)