Geçip gitti yıllar böyle
Her hazan tek tek döküldü yapraklarımız
Saatler kurdum uyanmak için
Saçlarımı yola yola yoruldum!

Anneler gördüm gözleri yaşlı
ve Babalar, nasırlı elleriyle gözlerini kurulayanlar
bir anlam yüklemek istedim anlaşılmayışıma
Yüzüme tırnaklar geçirdim yoruldum.

Bir çocuk gördüm yüzünde asrın masumiyeti
Okşadım elma yarısı yanaklarını
ve kokladım saçlarından çocukluğumun buğusunu
Yüzümü avuçladım uzun uzun ağladım.

Şehrin kaldırımlarına sordum eskimişliği
Özendim bekçi düdüğünün duyuluşunu
Bir sır vermek için eğildim toprağa
Yüzümü sürdükçe uslandım.

İnsanlar tanıdım asfalttan kara yürekler taşıyan
ve yaptıklarını anlattım köprü altında uyuyanlara
Tüm batıl inançarı kuşandım
Duasız mehdiler arayışımda...

Sizden şikayetçiyim yeryüzü misafirleri
Evimiz sandığınız bu mekanda
Sığınacak bir liman bırakmadınız
Boğulan boğulana fırtınanızda

ÇAĞA SELAM OLSUN
VE AĞLAYANLARA
BİLİYORUM Kİ BENİMLE
hEPSİ KALKACAK KIYAMA!