1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1899
Okunma

Şu an pierre loti’de, ömrümün en uzun ve yorucu olacağına inandığım yoluna karşı
İnce belli bir bardakta, annemin çayına hiç benzemeyen bir tattaki çayı
Yüreğime kadar hissettirdiğin o acılarımı, çaya ortak edip
İçmeye çalışıyorum titreyerek, bu ahmak ıslatan yağmurla
Göremediğim ve rengine hasret kaldığım gökyüzümü
Burada asma yaprakları kapatmış, buradan dahi maviye hasretim
O masmaviye, o beni benden alan ve acılarımı unutturan maviye
Oysa sana yüklemlerce adamıştım maviyi, mavim demiştim anımsar mısın ?
Koca gökyüzü bulutları sığdıramaz da kavga çıkar ya yukarıda
Hani gürültülerini aşağılardan duyduğumuz ve şaşırdığımız kavgaları vardır bilirsin
Yağmur yağmur damlarlar kavga sonrası da aşağılara ahmak ıslatırcasına
Kimileri titreyerek üşür, kimileri cama yasladığı başı ile hayaldedir oysa
Gökyüzüme sığmayan yağmur bulutları gibisin sevdiğim
Bir türlü sığamıyorsun yüreğime, hep bir kavga hep bir hırçınlık sende
Oysa barışa ve sevgiye hasret rutubet kaplanmış yüreğim
Sana ve sevgine hasret bunca yıldır, kokuna ve gülümsemelerine açım
Kalkacağım birazdan hayallerimin başkenti, kalkacağım
Ama burada bıraktıklarım var oysa, seni düşünerek içtiğim çay bardağı
Gökyüzünü göstermeyen asma yaprakları ve gıcırtı sesleri ile çaya eşlik eden masa
Bunları bile kıskanıyorum artık biliyor musun ? Onlarda da sen kokuyor artık sevdiğim
Abbasa ilerlerken o eski taşlarla kaplı yoldan yürüyorum şu an
İçimde tarifsiz bir huzur var biliyor musun
Kabristan her taraf ve insanın aklını başını aldırırcasına yazılmış mezar taşları
Birisi dikkatimi çekti uzaktan ve kalakaldım sevdiğim...
DÜNYA BİR AVUÇ TOPRAKTA GİZLİDİR
BİR AVUÇ TOPRAK İÇİN İSE DEĞMEZ HİÇBİR ŞEYE
NOT : Yüreğine sevmeyi ve sevilmeyi öğretemediğim, ama her nefeste daha da bağlandığım sevdiğime... Bir gün bütün karanlıklar aydınlığa erecek ve anlayacaksın herşeyi... MUHAKKAK...