26
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2477
Okunma

Ellerinde Yalnızlığım Kaldı
hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyorsun
yağmurun altında üşüyen ellerinde kaldı
yalnızlığım
sesim tenha bir sokaktan geçiyor duvarlara
çarparak
bu kentte benimle birlikte üşüyor kuşlar yoksa
aşk yoksa ayrılıklar düşüyor balkonlardan
sonra sen Bodrum feribotunu kaçırmış gözlerle
unutulmuş bir öykünün içinden çıkıp geliyorsun
içimde ince bir düşün kırılır
yazmakta bir yalnızlıktır
yazdıkça karışırsın kalabalığa
yazdıkça çoğalırsın / çoğaltırsın
bir gülüş kalır senden geriye
bir gün yaşamaya da ölüme de alışırsın
ne zaman seni unutsam ellerin geliyor aklıma
bak yine dudaklarımda açıldın yeşile
ateşimi bedeninle söndüren bir orman gibi
düşüyorsun günüme gündüzüm oluyorsun
sonra hiçbir şey söylemeden alıp başını gidiyorsun
saçlarının ıslaklığı gözlerimde kalıyor
hangi türküye dokunsam ağlamaklı oluyor
hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyorsun
‘’ içinde döllenen bir
sevişme sonrasıydı gidişin ‘’
( Hasreti isa )
güz bozumu akşamlar mı
anacaktı adını
önce sen çöz dilinin ilmeğini
çocuksu düşlerini bir trene
yükleyip giderken oğlum
bil ki
seninle doluyum
buğusu sığmazken bardağa
sigaramın ucundaki bir duman gibi
savrulup gidecektin gözlerimden
gözlerimden
kaç bin kez
savrulup gitmiştin oysa sen
bir vapurun düdüğü
durdurmasın düşlerimi
söyleyin kaptana
sevdiğimi benden alıp götürmesin
çevirsin aşkların bütün rotalarını
bana çevirsin
isterse sevdiğim
yüreğimde yıllarca demirlesin
döndüğümde
kent yağmura teslim etmişti kendini
hasretin gibi kokuyordu toprak
yapraklar hala gülüyordu
hele
o pencereden yağmuru seyreden kızın gözleri
uzaklarda ne arıyordu
oysa gözleri
sana çok benziyordu
sensiz üşümüşlüğümü öperken
bir göçmen kuşu
başı boş bir otobüs garajında
hasretimle ben
seni b(ekleyecektim.....
bir şiiri yarıda bırakıp
ötekine geçecektim
kalemim ucu da köreldi diye
içimden sana küfredecektim
seni beklerken kesildi sesim / soluğum
nasılda gülebiliyorsun orada
ben burada
hasretinle ölürken
seni çok seviyorum
sen hiç çıkma ömrümden
zaman içimde döndükçe
akrep yelkovanı sokuyordu durmadan
ben bütün zehrimi sana akıtıyordum
bir tütün balyasını çalıp yakıyordum tarlalardan
dudaklarımın yanındaki yerini de unutmadan
ıslatmadan resmini
hangi şarkıya bindirsem seni
yüreğinden geçmez ki
Rodrigo’nun gözleri olursun bazen
Beethoven’in kulağı
Vivaldi’nin kalemi olursun
Bach’ın bahtı
hangi melodiyi mırıldansam
sana el vermez ki
bir kemanın sesi
sen şiirin
sen müziğin
ta kendisi
denizler gibi...
ürperten bir yalnızlığa
götürüyordu beni zaman
zaman/sızıydım oysa
vakit/siziydim yoksullukların
sahi
hangi duraklarda kalmıştı adın
bu birinci durak
sensizliğe alıştığım
hatırlar mısın
hani geçen hafta
ıslak bir bankın üstüne oturup
benimle konuşurken
gözlerin
az ötede oturan
iki kişiye takılmıştı
‘’ kız oğlanın kucağına atmış bacaklarını
sere serpe yatıyor’’ diyordun
ben de kulağına
fingirdeşiyorlar demiştim
işte o an boynundan
boynundan öpmek istemiştim
aslında
soluğumu sollarken sevgim
dudaklarına kayacaktı kim bilir
kim bilir ellerim
göğüslerinin düğmelerine asılıp kalacaktı
sen bana buğulu gözlerle b(akıp kalacaktın....
belki de sen
boynuma sarılıp
a
ğ
l
a
y
a
c
a
k
t
ı
n
.
.
.
gündelik hayat
ne de çabuk yıpratıyor insanı diyecektin
yaşlı bir teyze
önümüzden eğilip geçerken
ellerindeki boşluğa takılacaktı gözlerin
belki de kim bilir
üç aydır görmediğin
ananı özleyecektin
hatırla
geçen gün annen geldiğinde
koynumdan bir mermi gibi
sıyrılıp gitmiştin
’canım anam’ diye
o gece dizlerinde
aşk masalını dinlemiştin
anladım ki
sen
aşkta da
anana çekmiştin
‘’ içinde döllenen bir
sevişme sonrasıydı gidişin ‘’
hani
Yusuf’un hayal olan oğlu var ya
‘’ beni buralarda arama annem ‘’ diye başlayan
şarkısını Ahmet ağabeyine söyletecektin
Nevzat Çelik ‘i
Müebbet türküsünden men edecektin
(s)olgun bir güz akşamına inerken gülüşlerin
düşecektin yollara
seni bu kadar sevdiğimi
nereden bileceksin
sıcak bir fırına sürer gibi hamuru
bombaları yüklediler rampaya
döndür bütün ölümleri kışlaya
ölümsüz olsun aşk
olacaksa
bir F 16 kalktı önümden
artık onu yere
nasıl indirirsin bilmem
bütün uçakların ve kuşların
kaptanıydım ben
sen gökyüzü denizi
gönlüme şarkın düşerken
bu mektubu ilk sen oku
kimseler görmeden
ki adın deniz olsun
benimle anılsın
seni çok özledim
boynuma sarılır mısın
denizim
bu gece bende kalır mısın ?
haydi!
bakma öyle
uzan yanıma
yeni bir çocuğa dur benimle
asıl olan aşkımız
bundan kime ne?
doğ benimle / yeniden ölmeye
benimle öl / yeniden doğmaya…
04 deniz sabahı( p)azar ekim 2009
İsa İnan
5.0
100% (19)