3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1036
Okunma
Yüzüme zamanı dantel gibi işleyen,
Yaradana el açıp, sual ediyorum
Kaderi sen misin, peşimden ateşleyen
Yokluk rüzgarında, savrulup gidiyorum.
Umuda tutun dedim, umuda tutundum
Her feryadıma, meme verip yatırdım
Bilsen, kaç kere, yürek ağızda yutkundum,
Hayatımı dipsiz kuyularda batırdım.
Senelerce berduş ve avare gezen adam,
Bir bendim işte hakikatten, korkup kaçan
Zannettim ki; dünya zihnime örülmüş dam,
Kimdi bilmem hayal köşküme mikrop saçan.
Yücelmek, kendini hakir görmekle başlar,
Sonu gelmez arzulara, kement atarak
Yaşadıkça, fikir tepesinde ki taşlar
Hangi nefsimi alır önüne katarak.
Yaşamla, ölüm arasında gelip giden,
Öyle bir ince çizgiydi ki, şu hayatım
Senin muhabbetindi, beni adam eden,
Varlığını bimemekse tüm kabahatım.
Defalarca hissettim, o ihtişamını
Ne gözde ne akılda, kainat ötesi
Fiskeyle denizi, kabından taşırmanı
Görmek yeter işte hakikatın küpesi.
İnsanın insanca, varabileceği nokta,
Devrileceği anda bile durabilmek,
Bilmeli herşeyin sırrı, gizli bir yokta
Yoktaya ne mutlu, ehlince varabilmek.
Nevzat TAŞKIRAN
23-07-2006
5.0
100% (2)