3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1273
Okunma
Üç beş satır aşağı ki sokakta,
ben, kedim ve meleklerim;
oturmuş bir bankta, yakmışız bir tütün kolonyası…
ve bir Bulgaristan haritasında,
aramızdaki kilometreleri hesaplıyor,
didik didik ediyoruz huylarımızı…
ben mutlu muyum, telaşlı mı yahut kendi başına buyruk mu?
vivaldi arabesk çalıyor bu sefer, ellerimde çamaşır suyu kokusu...
safi gümüş kolyelerine küçük damlalar serpiştiriyor
ve gülümsüyorsun cam bir görüntünün içinde…
bir iki mektubun arasına sıkıştırdığım kuru gül ölüsüne ağlayıp
yine o Arnavut kaldırımlarına tükürüyoruz küfürle…
üç beş satır aşağı ki sokakta,
ben,kedim ve meleklerim;
oturmuş bir bankta, yakmışız bir tütün kolonyası…
yine o haritanın üzerindeyim, şatafatsız, öksürüklü…
bu senin parçan değil, olsa olsa sülfürden bir esintindir
pencerendeki aralıktan giren bir poyraz kırığıdır…
yoksa nerede safi gümüş kolyelerindeki damlalar?
ben nerdeyim, hangi kediyleyim?
meleklerim kim ola?
yahut bir tütün kolonyasını sigara gibi yakmak mümkün mü?
sen olsan olsan bensindir, kedim ve meleklerim ise teferruatına ilişik…
Halil Babür 01:26
27 Mayıs 09
5.0
100% (3)