bana böyle gecelerde gelirler…
gelirler ve giderler; hesabı tutturmaya çalışırım.
kül tablası kokmaya başlar böyle gecelerde...
izmaritler, sabaha kalır beli bükülmüş vaziyette…
bana, böyle gecelerin sabahlarında; uyanmak düşer.
böyle gündüzler de çok sıcak geçer,
yine de sevmem böyle haftaları,
çünkü böyle aylar, çekirdek gibi çitler sol kulağımda;
böyle yıllar çok çetin geçer!
buna benzer kışlarda, kar değil dolu yağar çoğunlukla…
sıkıntıdan çekirge sürüleri konar avucuma.
bana böyle havalarda gelirler işte!
gelirler ve giderler; giderim gelirime galip geldi yine!
çok su vurmam yüzüme; bozarsa diye cildimi
tenimde parfüm sevmem, hem güzel kokar onlar!
böyle tavırlardan haz etmem bilirim insanoğluna zarar.
ama gelirler bana da …
gelirler ve giderler….
dengemi bozdular yine, anlayışsız sinekler!
sebep olan baş ağrılarımı, hiçbir örgüt almadı üstüne
bu sabah yan komşudan bir fincan elektrik istedim
vermediler!
olsun; gelirler bana da…
gelirler ve giderler!
hem sonra Shakspeare de sormuşlar ‘size de gelirler mi?’diye;
gelirler demiş, gelirler ama şu giderler yok mu giderler?
büker insanın belini izmarit gibi…

Halil Babür