eleştirinizin amacını anlamadım doğrusu.

Lütfen usta şairleri okuyalım, gerçek şiiri yakalamaya çalışalım.
Necatigil, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sabri Altınel, Metin Altıok, Behçet Aysan, Sezai Karakoç,
Şükrü Erbaş, Haydar Ergülen, Ergin Günçe, Gülten Akın, Çiğdem Sezer... gibi.
*
verdiğiniz isimler ünlü ve serbest şiir yazan kişiler. benim tarzım onlardan çok farklıdır. aynı kefede değerlendirmeniz yanlış olur. ben Necip Fazıl, Yahya Kemal, Mehmet Akif gibi değerleri okuyorum. Sizin verdiğiniz isimlerin de şiirlerini okudum ama ben zevk alamadım yeterince. tabi ki bu şahsi zevkimdir, başkasını bağlamaz.

Kurgu...


Bu kelimeyi görmemiş olmayı tercih ederdim. Keza öyle olsa bile kendiliğinden oluştuğunu söylememiz doğru olmayacaktır değil mi ? Bizim zihnimizle , bizim kelimelerimizle vs. vs. yine bizim kalemimizdir konuşan . Yaşayan olmasak da ki bu ne beni enterese eder ne de kalemimi hiçbir zaman şiir okuduğumda ah kalem neler yaşamış demem yaşanmışlıktan çıkıp yaşadığına geçer okurun o artık. Ve son olarak kurgu olsa bile asla ve katta kalem dışında kaldığı söylenilemez efendim yine örgü size ait. Bilmeseniz anlatabilir misiniz ?


-sanmıyorum...


Şiire tasarı gibi bakmak benim anlayışım için terstir ve açıklama gerektiren yorum da yazmamıştım. Özgürdür kalem dilediği yerde yaşar dilediği vakit göçer. Kime ne.. Değil mi ...


Ve kinaye...

Ve mübalağa..

Anlamlarını bildiğimden kuşkunuz olmasın..


Benim aldığım ve varlığına üzüldüğüm ifade abartı olsa bile ben kıyaslamada o derece öteye gidilmesi taraftarı değilim. Ve kimse ilk okuyuşta oturup da bunun daha türlülerini düşünmez çünkü açık aleni tek anlam var ve gösteriliyor.





Amacım kalemin nasıl şiir yazdığını eleştirmek değil , kullanımlarına karışmak gibi bir isteğim asla olamaz. Sadece bir okur okuduğunda ne der onu ifade etmeye çalıştım..




Sevgiyle kalmanızı diliyorum her daim..

Tapar gibi Rabbime tap dedin tapmadım mı?
Şiirin bu mısrasına takıldı çok arkadaşımız, elbette ki tapılacak hiçbir şey yok Allah’tan başka. Bunun bilincinde ve inancındayım. Doğru olmasa da konuşma dilimizde sıkça kullanılan bir söyleyiştir o. Çok sevilen kişiye tapıyorum denmez mi? İllaki gerçek tapınma değildir, önünde diz çöküp dua etmek değildir. Şiirde mübalağa diye bir sanat vardır, belki de şiiri riske atarak en güçlü ifadeyi kullandım. Senin için yolumdan ayrılıp sapmadım mı da diyebilirdim, o zaman ne diyecektiniz, birisi için namusundan vazgeçmiş. Asla ve asla tapmak kelimesini gerçek anlamda kullanmadım, sadece etkili olmasını sağlamak istedim. Mübalağanın yanı sıra kinaye de söz konusuydu.

Kinaye (Değinmece) :Bir sözün, benzetme amacı güdülmeden, hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek biçimde kullanılmasına kinaye denir.
Kinayede asıl kastedilen, mecaz anlamdır.

Yani görünen ilk düşünülen ne olursa olsun kastım ikinci anlamıydı, halk arasında kullanılan sevmek, hem de her şeyi yapabilecek kadar sevmek anlamındaydı.

Şiirin hikâyesine gelince inanılmasa da sadece kurguydu, izlediğim programlardan esinlendiğim bir hikâye…

Ben de Hilmi Beye katılıyorum.
Kafiye,redif ve hece sayınına uygun olan her şiir, güzel şiir demek değildir.


Şiire güzel denilebilmesi için okuyucuya bedii bir haz vermesi yanında, gönlü okşayan bir estetiğe sahip olması gerekir.



Dolayısıyla kusursuz bir hece şiiri yazmak o şiirin kaliteli olduğunu göstermez.

Şiirin kaiteli olması için-- ister hece ister serbest-- okuyanda şiirsel bir
duygu uyandırması beklenir.

Bu duygu, Şiiri düz yazıdan ayıran farkların en önemli unsurlarından biridir.

Şiiriniziniz ;farklı ve düzgün bir kafiye düzeni,Kalıp gibi durakları olan kusursuz bir hece şiiri olmasına rağmen beni duygulandırıp etkilemedi.


Herşeye rağmen günün şiiri olduğu için sizi kutluyorum.

“ben şimdiye kadar hiçbir erkeğin, kadınına " bana tap!" dediğini duymadım.
ayrıca; beddua şiirlerini oldum olası sevmem.”

-------- duymamış olabilirsiniz çünkü erkekler söylemezler beklerler sadece. Bedduayı ben de sevmem ve kimseye de etmedim. Ama şiirde duygu yoğunluğu sağladığını biliyorum. Nefret de bir duygudur hem de aşka yakın bir duygu.---------------

“şiir de , seslendirme de (özellikle yorum başlangıcı) öylesine itici ki...”

-------- yorum konusunda size katılmıyorum Mustafa Bey okunması gerektiği gibi okumuş, hatta ben daha sert okumasını isterdim. Şiiri okusun diye vermedim, kendisi seslendirip göndermiş------------------

“bence; güzel hece şiiri bulamıyorsanız, hiç seçmeyin daha iyi
şairinden özür dileyerek, ister istemez kalitesiz bir şiir
okumak zorunda kaldım ve yazmadan edemedim.”

--------kurulun işine karışmam, seçileceğinden de haberim yoktu, rica minnet de etmedim. Belki farklı kafiye yapısı ve hatasız oluşu seçime etken olmuştur-------------

“Afet hanım'a göre bu şiir özel ve güzeldir.”

------- elbette her şiir şairine göre güzeldir, ama bu şiir benim için özel değildi--------------

“maalesef yangına körükle gitmesini seven bir toplumun fertleri olarak
şiiri çok beğenenler de çıkabilir (kurul da dahil).
belki de kendisi için bile şiirinin güne gelmesi sürpriz olmuştur...kimbilir...
anlam veremediğim; şeçici kurulun bu tarz bir şiiri ö r n e k göstermesinedir.
kendimi bir an; reyting amaçlı kavgalı gürültülü televizyon programlarında hissettim”

-------- Hilmi Bey burada işi çözmüşsünüz farkında bile olmadan. Evet, kavgalı gürültülü sabah programlarını kaçırmadan izlerim. Şair toplumun aynası ise her türlü insanı ve karakterini tanıması ve şiirlerinde işlemesi gerektiğini düşünürüm. Herkes kendi düşüncem ve duygularım olduğunu ima etmiş ama ben böyle bir olay yaşamadım, yaşasaydım da şiirimle açıklamazdım.-------------

“eminim ki şiirin sert üslubu muatabını oldukça üzmüştür ama;
samimi söylüyorum bana bir şey vermedği gibi, oldukça gerdi şiiriniz.”
-------- belirli bir muhatap olmadığı için kimsenin üzülmesine gerek yoktur. Öfkeyi yaşamamak için sanal da olsa yalan da olsa izlemek gerektiğine inanırım. Bir çeşit deşarj olma yöntemi. Hani erkekler *oks maçı seyrederek deşarj olurlar ya kadınlar da söyleyemediklerini söyleyebileni izlemekle aynı rahatlığa kavuşurlar.-------------

"O kalemi başında bin parça etmez miyim?"

“bırakın Allah aşkına... burası cenk meydanı mı?”

--------- bir kalem bin parçaya bölünür mü, sert olabilir ama küçücük bir gözdağı idi----------

“güzel şiirlerinizin olduğunu bilen bir okurunuz olarak,
özellikle bu şiirinize beğenmeme hakkımı kullandığım için üzgünüm.”

--------bana sorarsanız çok daha güzel olduğunu düşündüğüm hatta seçilmediği zaman üzüldüğüm şiirlerim vardı elbette. Şiirlerin neye göre seçildiğini bilmiyorum bilmek de istemiyorum. Bu şiirle de birilerinin duygularına tercüman olabilmişim demek ki. Siz ülkemizde nice kadının çıldırma aşamasına geldiğini tahmin bile edemezsiniz, bu şiir onlaraydı, hor görülen kâğıt mendil gibi kaldırılıp atılan kadınlaraydı. Şiirin ne yazdığı değil neyi anlatmak istediği daha önemlidir.------------
-------------- ve sanırım çok uzun bir süredir yorumlarınızı görmüyordum sayfamda, gelişiniz memnun etti, oldukça ağır bir eleştiri ile olsa da…

-----------Bu vesile ile şiirimi okuyan görüşlerini bildiren bildirmeyen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Selametle kalınız…----------------

güne huzur veren şiirler dileğimle
saygılar sunuyorum...

muhteşem esere muhteşem yorumla ses olan Sn.Zorla sizi de çokça tebrik ediyorum.. Seçki Kurulu Görevini Hakkı ile yapmıştır.Onlara sonsuz teşekkürler..selam ve dua ile... Hece şiiri öğrenmek isteyenler dikkatle okumalı.. eser böyle yazılır.. seçki kusursuz...

şiirim size ilham verdiyse ne mutlu bana teşekkür ederim hocam. ancak burada da olsa hatanızı buldum, düzeltmeden yayınlamayın....

Bir nadan kulum ben, kesmeliyim dilimi (6+7)

Kutladım Afet kadın.../bugün kadın şairlerin ve Zorla'nın zaferi olmuş.