Büyülü sözlerden kurulu muskaları boşver,
-hiçbirinin hükmü yok, bilirsin
Sihirli lambaları vardır ya şehzadelerin,
-şavkar tuhaf ışığı içinde geceleyin, görürsün
-havai fişekler de halt etmiş yanında!

Yakamozu, yalvarsam da koyamam satırlarıma,
-öteki şiirler kullandı çünkü onu,
Gerekirse cebimden, üç beş kuruş verip alırım, korkma!
-elinin artığı soluk gökkuşağını bit pazarından,
Saraylarda satılan renk cümbüşüne inat,
-ışık manyağı olur satırlarım!

Sevdanın acısını heybesinde kaçırsa da lâf cambazı,
Daha yaşanmamış bir destan çıkaracağım yüreğimde,
Lüzumu halinde, hiç çekinmeden,
-damarımdan akan suya banacağım!
Eylül yoksa da içinde, idare edeceğim Ekim’le,
Belki tohuma kaçmış olacak çiçekler,
-goncaları bana küsse de, zararı yok!
- yâre yine güleceğim!

Tabiat anamı kullandı şiir yobazları,
-ovaları, sellere boğdu hepsi,
-dağda, kardelene taciz,
Gencecik cevherleri yedi cahil cühela,
Daha okumadan, alfabeyi söktüler kökünden,
‘Olacağı buydu’ dedi ya devlet büyükleri kuşluk vakti;
-yüreği anlayan söz kalmadı!

Bir kurşunla silseler beni, kimse ağlamazdı
Şarkıların topunu da ağıda saydılar zaten,
Binlerce defa söylediler şu türküleri, gurbet bitmedi!
‘O ağacın altını’ da kimse unutmadı.

Döner dolabın kapağından sızan ay ışığı, cümbüşe sinecek,
Henüz duymadığın cennet köşelerindense şıhım,
-öylesine patlatacak ki sevdaları, çağ aşacak bugünden
-çığırından çıkacak şu dünya; kıyameti bilecek
-yüreğin kalemini kıracak!

Elbette yapacağım birgün, göreceksiniz!
Parmakla gösterilen şiiri, ben yazacağım!
Hiçkimsenin daha başaramadığı dizeleri,
-yüreği kül eden sevda kirini,
-satır satır ipe dizeceğim.

17.10.2009