Bir çınar ağacı,
-herşeyi anlatır mı?

Ne kadar ağır işler yüklüyorum ona;
-hayâtımı, sevdâmı ve kalanını,
İhtiyar kabuklarına yaş düşüyor;
-sayıp döküyorum tüm günahlarımı.
Çentikler atıyorum acımadan ona;
-yüzümdeki çizgiler kadar!

Bir çınar ağacı,
-bu yüke dayanır mı?

Çınar;
-nasıl da tanımlıyor her şeyi!
Renkleri ile haşır neşir oluyor insan;
-dallarında eğiliyor, bükülüyor,
Düşlerini de çiftçilerin hesap;
-toprağa ekip, gidiyor adam,
Yağmur olmasa, işler kesat;
-bunu biliyor!
Hasat zamanı gelince;
-bekliyor yine aynı çınar (ağacı);
Takmıyor kafasına hiçbir şeyi;
-dert etmiyor!

Çınar bu;
-yıllara meydan okuyan!
Oysa ben, ne (kadar) zayıf adam!
Göçüp gideceğim de buradan;
Umutla bakan güne her tan zamanı,
Geride kalan dalı dik!
Şu yaşlı dede;
-fenâ gülecek benim hâlime!

Ey çınar!
Sen de anlatır mısın herşeyi?
Sana nasıl dediysem, bir bir!
Sararan yapraklar zamanında;
-kelimesi kelimesine, aynen hepsini!
Çünkü vakit yok; çok geç artık!
Yâr gelirse yeşeren baharda,
-yani, buralarda olmasam;
-içini, ona açar mısın?

Ya, Çınar;
Ne ettiysem şu dünyada,
-yüreğin suyuna gidip eyledim,
Tek çaremsin yâre ulaşmaya;
-sevdanın derdine düşüp,
-sana söyledim!

Biliyorsun ya ben, gidiciyim;
-ecelin emrindeyim,
-bunu bilesin!
Şu canda ömür tükeniyor;
-sende ne çok zaman var!

20.01.2008 - 2009