üzülmeyeceğim arık
yaktım figanı dillerimin
yok muş canınım cananı
rengini gömdüm gözlerime
sana düş kaldı avuçlarımdan
bana hasret rüyalarından
gönülü gömmek diri diri
zormuş
gitsede ruhum diyarlara yinede
zaman yakmasın senden kalan baharları

hasarlı içinde kanar sevdası
elbet bir gün geçer
kalanları parça parça eklerim
hatırat olurda saklarım sinemde
mahküm göçmen kuşları bile dönerler
dağılır efkarları usul usul
karda bekleyen kardelen misali yanlızlık
birde gözyaşı nöbetleri kalır


mütamadiyen yağan yağmurlarda
yad et adını başı boş anıların
isterse
fırtınalar sevişsin sonbahar yapraklarıyla
kasım güneşi alsada aklını başından
kapılma hüznüne son baharının
gün tek batar nasıl olsa
güneş tek erer muradına
sen yak fenerini demlerinin
ışıldasın usul usul tek başına

gel can tende yaşarken
henüz kovanda petekler oynaşırken
alaca dumanlar sarmadan dağlarımı
zindana dönmeden ruhum gel

hançer gibi bağrına saplanmadan pişmanlıklar
gel henüz kurumadan yapraklar
toprak çöl olmadan
ecel çağırmadan gel...