19
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1863
Okunma

şimdi kahır dağlarında bir ırgattır ellerim
şafaklara
bir
göndermedir
gözlerin
kuruyorsa
hayat
önce
dağlara
su
verin
aşk da
isyandır
ayrılık da
yılan derisini attı sırtından
suya çıplak düştü bir anlam
uçuk dudaklarda gülümseyen bir güldü yanakların
ayakların o şehrin kaldırımlarına dönmeyi bilmezdi
yalnızlığın büyüdükçe uzardı gecelerin dili
geçmişini kemirirdi uykularında büyüyen çocuk
sesine bir ayrılığı taşırdı omuzların
ah sende kaldı yorgunluğuma uzanan akşamlarım
bir masal da benden eklerdin dalgalarına
zamanı yonttukça çıplak bir kadına dönerdin
uzun gece yarılarını rüzgarlarla geçerdin
kuşlar bütün cinayetlerde tanık sayılırdı
en çok da dönüşlerinde kırılırdı kanatların
teknelerin karaya oturur umutların yaralanırdı
kaçmaya çalıştığın yer mabedin olurdu
bir parça çocukluk düşürürdün her kadının eteklerinden
düş kendini çoğalttıkça aşardı güneş dağların üzerinden
senin ölümün hangi isyanı bastırır içimde
dışım kaf dağında göçebe , şekilsiz alfabe
teninden geçinen insanların ellerinden kaçır beni
sevdama vurgun yüreğine asarım geçliğimi
bir türküye hazırlanıyor dudakların
avuçların uzak denizlerde yelkenli tekne
nerelerde o ilk tökezlediğimiz engebe
korkularımı silkersin sabahlara balkonlardan
şimdi sen dilimin ucunda kapanan o gülden kelepçe
deniz gibi birden patladı kadın;
-yürek yangınlarımı kovalayan
arsız adam
yalnız bırak beni
çık hayatımdan
yorgunum her gün gözlerinde vurulmaktan...
İsa İnan
5.0
100% (13)