SEN OLMALIYDIN ŞİMDİ


sen olmalıydın şimdi
prematüre uygarlıkların çocuğu,sen...

silkinip tozlarından şair mezarlığının
Mezopotamya’da almalıydın soluğu
selam vermeliydin güneşine Amed’in
şehrimin direnen Sur’larından
Fırat’ta arıtıp ruhunu
Hefsel’de dinlenmeliydin bir soluk
Kırklardağı’nda yudumlayıp kaçak çayı
ciğer kebabıyla gidermeliydin açlığını
Dağkapı’da...
Ulu Cami’de kılmalıydın namazını
sonra, on gözlü köprüden geçip
bana gelmeliydin koşar yürek!

yollarda durup üzümler toplamalıydın bağlardan
ceviz ağaçlarına sapanla taş atmalıydın
çocukluğundan bir an çalıp
sokakta ki çocuklarla bilye oynamalıydın
dalaşmalıydın hatta, yenilince el ense
mızıkçılık yapmalıydın anasını satayım
basmalıydın okkalısından küfrü!
tadını çıkarmalıydın taşın toprağın
yerlerde yuvarlanmalıydın
akşam anandan yiyeceğin köteğe nispet
korkmadan kahkahalar atarak hatta!

sonra aklına ben gelmeliydim birden (!)
geç kalma korkusu sarmalıydı seni
uçar yürek gelmeliydin bu kez
yarın olmadan
geç kalmadan
solmadan güneş
düşmeden yaprağı takvimin
sabahı vurmadan saatler!
bana gelmeliydin...

sen olmalıydın şimdi sen
bugün sevgili/ler günüymüş be sevdam?

yetişemeyeceksin biliyorum
hatta hiç düşünmemiştin bile gelmeyi
hayal bu ya?
umut ya yüreği ayakta tutan?
inan bana, binine bir kuruş almıyorlar
bol kepçe kullanıyorum
mutluluk oyunu diyorlar ya hani?
öylesi işte...

üzülme yeter ki sen
yeter ki fırsat verme kargalara
tünemesinler benden kalan yerime
yoksunluğumda var say yeter ki beni
hayal/et sen de ben gibi
bir değil, bin serçe ötüyormuş say yüreğinde
inan ki almıyorlar tek kuruş binine
hayal et...

ruhları bile duymuyormuş kargaların
varsın ötsün onlar çalmaya yüreğini
en tiz sesleriyle maskeli
tüketmeye hepten yorgun ruhunu
kanını emmeye
sen hayal/et sevdam hayal et
varmışım gibi...

sen olmalıydın şimdi sen
bugün sevgili/ler günüymüş be sevdam?

eskidenmiş küllerinden doğmaları Anka’nın
tükenmiş sihri yıldızların ruhları diriltmeye
yakılan gemiler sürükleniyormuş alabora okyanuslara
eski camlardan bardak olmuyormuş artık
olacağından değil
hikayeden benimkisi
boş ver be sevdam boş ver
uzattım gene değil mi?

var selametle oyna rolünü
prematüre uygarlıklarda
yaşarken gir tozlu şair mezarlığına
mutlu ol mutlu et yapay da olsa
nasılsa miladımızın ne öncesi vardı ne de sonu
demedim say unut ve git!

dur sevdam dur, gitme!
son bir şey kalmış en dibinde heybemin
şunu al da öyle git...

kim tünemişse
sen kimdeysen bugün
kim düşüyorsa bugün soluna
varsın onun için olsun ama
sevgililer günün kutlu olsun
ben olmasam da!...


Gülten kahraman / mezo
14 Şubat 2007 /ANKARA

Takdire şayan........
Saygılarımla sağlıcakla.............

merhaba tarihin üşüttüğü kardelen çiçeği yine mevsim dayadı sırtını kışa yine dar kapılarda kaldı gülüşün
yollarda yaya kaldı çocukluğun avuçlarında sıktığın özlemler çoğaldıkça çoğaldıkda yaşadığın günahlar
hangii köprünün üstünden düşmeyecektin şimdi fıart desem değil kızılırmak desem hiç değil
volga ırmağı düşlerinden bile geçmeyecek belki bekli ellerini dayayıp mevzere tetik düşürecektin
yalnıllığına oturup bir kayanın üstüne bulutlara takılacaktı gözlerin gözlerin derin gülerdin
belki de bir vapur geçecekti akdenizin sularını ikiye ayırarak içindeki yolculardan bir sigara istemek
geçecekti içinden sonra da ey Mezo can Mezo minnet etme ciğeri beş para etmez insanlara
diyecektin orada kurutulan otları ovalayıp bir türkü tutturacaktın süphan dağından
erzurum yayalalarını gece geçtiğinden dadaşlara sormayacaktın memleket hasretini
sen yine yollara vur kendini doğar büyür bir yerde birileri sen yüreğine yaz en güzel düşleri
bir şiirin dördüncü kıtasında dıurup dinlenme vaktidir şimdi şimdi düşle gerçeğin kapışma vaktidir
sen yine her zaman sevecekmiş bibi açık tut yüreğinii
bu günler de geçer sen savrulma emi Mezo savrulma emi
dünyada bir sen kalana kadar oturup dağlarda ateş yakacağım doğum gününe gelmesem de hani
şafaklarla kal

İsa inan tarafından 9/24/2009 2:17:59 PM zamanında düzenlenmiştir.

Gununde degil gunsuzluklerimde gelmeliydin sevdam,
366 a selam dururken akreple yelkovan,
5.mevsim 13.ay 8.gun le gel ey sevdam!

Sevdan kaleminden eksilmesin dost,gam ve bam telinin sadina.Saygiyla

Diyarbakırdan 4 gün önce gelmiş ve orada 6 ayını geçirmiş biri olarak okadar benden okadar sıcaktıki kendimi tekrar gecenin geç saatlerinde dağkapıda ciğer kebap yerken gördüm .

Tebrikler ifade tarzınız ve anlatım çok güzeldi

dur sevdam dur, gitme!
son bir şey kalmış en dibinde heybemin
şunu al da öyle git...

kim tünemişse
sen kimdeysen bugün
kim düşüyorsa bugün soluna
varsın onun için olsun ama
sevgililer günün kutlu olsun
ben olmasam da!...

Çok güzel şiir çok güzel bir yorum tebrikler