4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1397
Okunma

lüleburgaz fena mahcup,
masmavi bir bahar sabahı
sırıtıyor edirne bayırından
lokum gibi bir kızın ahı,
içerleniyorum kahrından
yatıp kalkıp sen diyorum
güneş buralara geç doğar
akşamdan kalma etraf cansız
tenhalık, bulutlu gözlerin adına,
çıplak elleriyle adamı boğar
bir köşe başı bulursun amansız
ve tanıdık surat ararsın inadına
nafile oturursun biçare ve üzgün
dilin damağın kurumuşken büsbütün
demi zehir gibi bir çay içersin
ateş kusarken yalnızlığın üşürsün,
anlamadan kendinden geçersin,
suna dediğim kezzap gibi yakar
gece saat yirmi üç kırk
on dakika geciktim muhakkak
geride dumanlı bir ses kırık
belki buruk bir bakış sürgün
belki dokunsan tüm hıncını saçacak
yağmur gibi üzerime çökerken gün
ayakaltında bir izmarit ezik
gün ağarır düşe kalka sendeleyerek
caka satan bir sefil gülüşü eksik
ben çok geçtim bu caddeden
hem kaldırımları tekmeleyerek
aklım fikrim sende, bilmiyorum neden
lüleburgaz fena mahcup,
yeni baştan bir bahar sabahı
sırıtıyor edirne bayırından
lokum gibi bir kızın ahı,
içerleniyorum kahrından
gecem gündüzüm sen diyorum