25
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2462
Okunma

Susmak en büyük çığlıkmış
Sessiz çığlıklar attığımda öğrendim
Hiç dokunmadan gözlerine, hiç düşmeden cümlelerine
Anlatmadan anlamayı,anlaşılmayı öğrendim
Buz tutsa da parmaklarımın,
Bir yüreğin yangınına dokunmayı başardığımda çözülebileceğini öğrendim.
Grinin her tonu ile kaplamışken yüreğimin renklerini
İsterse insanın gökkuşağı ile yarışabileceğini öğrendim…
Sınırsız bir kış mevsiminin sınırlarında yürüyorken
Baharlara erişilebileceğini öğrendim..
Akla hükmetmenin, gönle hükmetmekle eşdeğer olmadığını
Akıl denilen varlığın gönlün arka bahçesi olduğunu kavradığımda öğrendim.
Kötürüm düşlerin yalpalamasında ağır aksak yürürken
Umudun bir sopada olsa dayanılması gerektiğini öğrendim
Yürek sızısına karşı aşka kaparken kapılarımı
Aşkın arzulanan yaban bir sancı olduğunu öğrendim
Çaresizliklerimde, çıkmazlarımda, karamsarlıklarımda
Hayatın bende yarım bıraktıklarını tamamlamayı öğrendim.
Hayatın sunduğu acıları her zaman kötü görmemeyi
Her acı karşısında biraz daha büyürken öğrendim…
Bakışlarım bir ölüm harfsizliğinde okurken hayatı
Gözlerinde asılı kalmış düşleri toplarken yaşamanın değerini öğrendim…
En umutsuz girdaplara atmışken benliğimi
Allaha dayanıp gönül duaları ile selamete çıkılacağını öğrendim
Hisleri yorgun, nefreti yoğalmış, bir bardak suda fırtınalar koparanları izlerken
Asıl yorgunluğun gönül yorgunluğu ve kayıplarının ne denli büyük olduğunu öğrendim..
En yalnız hissetiğim anlarda, örneği Mevlana ve Şems’te olan
İnsanın bir gönül dostunun olmasının ne büyük nimet olduğunu öğrendim.
Güzel şiir yazamasam da, okurken dostlarımı ve okuturken kendimi
Paylaşarak anlamanın ve anlaşılmanın bir ihtiyaç olduğunu öğrendim
esmize
5.0
100% (12)