"elsiz kaldı raflarda kasetler
yerine nice yeniler geldi
o eşsiz besteler senindi
gittin besteler kimsesiz kaldı"

gecelerin aydınlık olsun bahadır abi
oraya fazla alışma bir ayağın burda olsun
gidince cem’e selam söyle uzatsın o da elini
söyle özledik onun da o yüce sesini

az kaldı zaten israfile yaparsın vokalini
ben de çıkarım sakalsız bir aydınlıkla
barışa’a selam ederim bahadır abi
söyle dağlar çöl oldu çöller deniz
bizi hep teker teker terkettiniz

ne şanslı şu cennetin bahçeleri
güller açacak barış’ın sesine
gitarına kelebekler konacak abi
cem şeyhlik yapacak bülbüllere
Şeyh bedreddine de götür selamımı
de ki yaşıyor yaşatacak düşünceni

hala adı konmadı bindiğiniz ekspresin
belki de bir kriz ekspiresidir ne dersin
tek yönde giden tek kompartıman
içinde binlerce ağaç yani orman
nice fidanlar var köke sarılan
ve yüce çınarlar hazrola duran

sakız hanımı ve mahur beyi öp benim için
gün verme ama saat ver bende geleceğim
tanışacağım mahur beye soru soracağım
sakız hanımın fotoğrafını çekeceğim
belki sen de söylersin barış da söyler
kim bilir belki cem de gelir eşlik eder

sakallarına iyi bak saçlarını kesme sakın
barışa da söyle cem de uzatsın saçını
kaytan yapsın cem kara bıyıklarını
bende köse kalmam getiririm traşımı
kendinize iyi bakın aklımız sizde kalmasın
bavulunu unuttun abi uğurlar olsun.

Gel-Git -- Nurullah Nuri YAVUZ

Bahadır Akkuzu’ya