"ben yudumlasam altın kadehten rakıyı
yanımda söylese müslüm baba şarkıyı
meste gelir düşümde halimin efkarlılığı
duvarda görünen silüet ruhun çıplaklığı"

yorgun düştü sırtıma bir tılsımlı ilham
anlatamıyor şiire konu olacak aşkı
gözlerine bakıyorum çekilmiş feri
yalnızlık kokuyor alnındaki teri
bileklerinde pranganın izleri
soruyorum cevapsız kalıyor
nerdeydin diyorum ağlıyor
belli ki kaçırmışlar ilham perisini
şifrelemişler o güzel sesini
yazıyorum okuyor olmuyor
çiziyorum bakıyor görmüyor
düşündüm sonunda şifreyi
kırdım bu cevapsız bilmeceyi
anlat bana dedim ey sağır peri
anlattı kalın ölü tenli sesi
duymadıklarını duyduklarımın
görmediklerini gördüklerimin
dedi ki soluksuz titreşiminde sesi
düşündüğün ne varsa ulaşamazsın
düşünmediğin ne varsa ulaşacaksın
duydum düşündüm dondum yandım
kurtulamadım doğdum

Gel-Git -- Nurullah Nuri YAVUZ