Hala anlamadım kafam karışık
Ne bileyim işte, şey gibi geldi
Zaten kaç zamandır gönlüm buruşuk
Çilingir sofrada mey gibi geldi

Hesabı kitabı kenara koydum
Niyetimi bozdum şeytana uydum
Kaç saatlik yoldan sesini duydum
Kılavuz gerekmez köy gibi geldi

Her yöne yönelip kulaçlarım da
Zehirim de onda ilaçlarım da
Sabahın er vakti avuçlarımda
Rakseden cemali ay gibi geldi

En çirkin yerine kefil olurum
Ne vakit görüşsek gafil olurum
Belini sardıkça sefil olurum
Köroğlu besleme tay gibi geldi

O nasıl bir işve nasıl albeni
En zalim yiğidin söker kalbini
Ortada bıraktı hain dil beni
Bedenim boşlukta tüy gibi geldi

Yamacına yastık olurum, ancak
Korkarım ki beni ters anlayacak
En sonunda beni kurşunlayacak
Bu iş Marmara’da fay gibi geldi

Ne bende cesaret ne onda davet
Ya gel bana katıl ya beni lağvet
Bas bas bağırırken gözünde evet
Hayır diyen kaşlar yay gibi geldi

Vedaya sığınıp buldum kolayı
Bir anda başladı bitti balayı
Dudaklar hasrete verdi molayı
Bolu Dağlarında çay gibi geldi

Ayrılıp giderken boynum büküldü
Tereddüt derdine içim söküldü
Sanki dudağımdan bir söz döküldü
Vay benim halime vay gibi geldi

Kenan Yavuzarslan