Göğsümde bir ağrı var.
Dert topu yutmuşum sanki.
Üstüne bir bardak çile içmişimde,
Boğazımda kalakalmış gibi.

Ardından gelen kan kusuşum,
Fayda etmiyor,
Nikotinle kararan ciğerimin;
Ciğerime oturan çaresizliğin
Sessizce dinmesine…

Sırtımda,
Tam şurada,
Bir soğukluk var sanki,
Üşütüyor, titretiyor beni deli deli.
Sanki arkamı buzullara vermişim de,
Yapışıp kalmışım gibi.

Hele omuzlarımdaki sızıya ne demeli.
“küçükmüşsün be!” dediğiniz,
Koca dünyanın gamını, yükünü,
Derdini, tasasını ben çekmişim gibi.

Hangi doktor iyi edecek ki beni?
Bir aydır garsonluğunu yaptığım,
Yedi yıldır içinde olduğum halde
Tanıyamadığım şehrimin,
Güzel öğretmenevine sık gelen
Doktor Ahmet Bey mi?

Yoksa ayaklarımın dinmez ağrısına
“yok bir şeyi bunun!
Kendince dikkat çekmek istiyor!”
Diyen çakma doktor sefa abi mi?

Yok arkadaş!
Çaresizlik oturmuşsa ciğerime,
Tek çarem çaresizce beklemekse,
Ne yazısını okuyamadığım reçetede yazan
İlaç fayda eder bu çileye
Ne de iyileşsin diye dökülen onca kelime

Dermansız dertler girmişse yüreğimin
Küçük ama geniş,
Sürgüsü paslı ahşap kapısından,
Hem de kırarcasına…
Çıkması zor belli ki
Belki mesken tutacak
Yüreğimin aciz köşesini

Sebebi yok derdimin
Dermanı da olmayacak, bilirim
Bu yüzden dert kelimesinin
Dört harfiyle kurulan
Hiçbir cümleyi
………………başlayan
Hiçbir cümleyi
Sevemeyeceğim!

ABDÜSSAMED GEDİK