5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1367
Okunma
dünya;
bir uçurum sahnesi kuşkusuz
ben kağıttan mendilim
kıyısında gezinen
ne çok seviyorum seni
burdan baktıkça
beş çayım gibi
çayım her şeyden önde gelen
içtiğimizin hatrına susuyorum şu hayata
umarsız şarkılar gibi çoğu zaman
köprüleri bileştiriyorum kıçkıça
yokuşları, adımlarımı sonra
bir sürü köpek çekiştiriyor paçamdan
azı dişlerinde şarap artığı
akşamdan kalan
avuçiçi kadar bir adam çıkabilir babam
dün selam verdiğim kişi
palavracı simsar olabilir bugün
en sevdiğim dostumu
sırtımdaki tabutta taşıyabilirim belki
yasaklanır bu kentte ölmek
ya o; ya hiç kimse olmaktan çıkar
sevilen her kişi, rastgelen olmaz
ağlayan er kişiye akşamüstleri
senin semtlerinde solan yıldızların
intiharı söz konusu olduğunda
ne çok yağmur yağıyor benim kentlerime
su götürmüyor sokakları
gözyaşı yığılmıyor kapına belki
ama güller boğuluyor inan ki
dünya bir uçurum sahnesi
neresinden bakarsan bak
bu bir aşk şiiri
üstelik kuşkusuz...
Devin Karaca
5.0
100% (5)