7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1156
Okunma
sığdıramazdım seni
büsbütün almak isterdim
tüm hücrelerime...
alıp saklasam derdim içerime
-en uzağımdayken bile
öylesi yakındın bende-
ellerin kıvılcım olsa
alev alırdım
gözlerinin bulut baksa
yağmur yağardım...
en soğuk ikliminde bile
böylesi titrerdim üzerine
kuyruğu dik sokak kedisi hallerimle...
oysa ev kedisi düşlerdin
kucağında sıcacık
sahibine alışık
az biraz da şımarık
merhamet yahut iyelik niyetiyle
uzanınca ellerin
tırmalardım her seferinde...
-aşkın
sadakası
tebaası olmazdı
acımak aşka sığmazdı-
bir tek şefkat törpüleyebilirdi tırnaklarımı
...
beklentiler
gerçeklere sığmadı elbet
zamanın hakimliğine başvurduk
en nihayet
ki aslında bilirdik
zaman illa kalem kırardı
yaftayı da hasret diye asardı
yine bilirdik ki
aslında her vuslat yarımdı
yarım bir aşkın görülmemiş hesabı
gel dediğinde
getirdiğim/ birikmiş alacaklarımdı
sadece...
-kalem kalem merhem ettim
zamanın giyotinine gönderdiğin benliğime-
...
şimdi
el ele
bir uçurum taşıyoruz seninle
ve bana her dokunduğunda
geç kalmış ellerinle
katar
katar
trenler göçüyor içimden
ve her seferinde /sevişirken
aslına kıydığın gölgemle
terin
buz kesiyor tenimde
gözlerine
baka
baka
gidiyorum
puslu bulutlar asarak kirpiklerine...
5.0
100% (4)