3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1950
Okunma

çocukken oynadıgımız yap bozlar varya
hani şu dişli rengarenk olanlar
üst üstte ekleyince kule ev olanlar
vuruncada devrilip yıkılanlar
sonra yeniden yapılanlar
ve yeniden yıkılanlar
hatırla mıyormusun?
almadımı baban sana soğuk bir doğum gününde
böyle rengarenk bir hediyecik
hani içiçe geçen dişli olan küçük olan
altı üstü üç kuruşluk oyuncacık
benim babam almıştı
bıyıklarıda yeni kırlanmaya başlamıştı
al yap oğlum bu oyuncağı demişti
bende sevinmiş
havalara uçmuştum mutluydum...
sonra o oyuncaklarla bir ev
hani şu çatısı kırmızı olanlardan
ha bide bacası vardı
heybetliydi
yada ben heybet nedir bilmiyordum
bana öyle gelmişti
heybetliydi
son yapboz parçasını da yerleştirince
ev bitmiş bir tek bacasında duman eksikti
birde içinde al yazmasıyla sen...
biliyormusun o yapbozdan yapma ev
birkez yapıldı bir daha bozulmadı
bir parçası bile yerinden sökülüp
acaba şunu yapabilirmiyim denmedi
denilmez de kara gözlüm
çünkü baba sözü emir bu beden de
yap dedi
yanlışlıkla söylemiş olsada
çıkmaz erkek adam ata sözünden
yap dedikten sonra boz demedi unuttu belli her halinden
o yüzdendir
yazmaz bu kitapta yap sözünden sonra boz
durur hala anamın çeyizlik vitrininde
çatısı kırmızı ha birde bacası olan o oyuncak yapboz
anlayacağın olmuş olanı bitirmek
yapılmış olanı bozmak
yap kelimesinin ardına babası boz demedi diye 10 senedir
ilk yaptığı oyuncak evi bile bozmayan
yapboza bile bu gözle bakan
bir biçareyim ben
bir biçareyim ben
kara gözlüm oyunda olsa
oyuncakta olsa
biz hep yapalım
bozmak nedir bilmeyelim
bozmak nedir bilmeyelim
[m.ç]
5.0
100% (2)