4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1651
Okunma

Ne bir istek, ne de bir istikamet
Yoktu hiçbir art niyet, istihare’ye yatmanın .
Sadece yorgun bir bedenin, sonsuz bir arzuyla
Gecenin koynuna süzülerek uyumasından başka.
Geçen gün sabah,
Günün ilk ışıkları, tam vedalaşıp öperken karanlığı
Ateş topuna dönmüş alev alev yanan dünyadan
Kaçıp kurtulmak için
Can havliyle uyandığımda ;
Burnumda halâ, et yanığı bir is kokusu
Saçlarımda ateş, tenimde ter yerine kan vardı.
Ölüm soluyordum.
Uyku ile uyanıklık arasında gelip giderken bedenim
Son görevimi yerine getirmek üzere
Ellerimi şâhadete kaldırıp
__ Lâ İlâhe İllallah, Muhammeden Resulallah
Dediğim de ;
Avuçlarıma bırakılan,
Kökünden sökülmüş yüzlerce azı dişin ağırlığıyla
Çığlık çığlığa bağırdım.
__ Allah’ım, Allah’ım nedir bu felâket ?..
Bir bilene sordum .
Hayra yordu düşümü
Rast gitsin diye işimi
Kırk gün,
Kırk ikindi yağmurlarıyla yoğrulmuş
Dörtbin dörtyüz kırkdört kez Salât-i Tefriciy’le okunmuş
Kırk ekmek dağıttım.
Biri bana, diğeri okuyana
Kalanları da yüreği temiz tüm dostlarıma …
İnşallah kabûl ola !...
Hande HAGHGOUİ
5.0
100% (2)