0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2604
Okunma

Bazen dostun attığı gül bile yaralarmış insanı !...
Beni konuşturma !
Devrik cümleler kurup
Boşu boşuna yıkma yorgunluğunu üzerime.
Sana kaç kez söyledim
Eğer ;
Beni bulmak istersen
__ ‘’ İçinde ihanet olan bir resim çiz ve
__ Beni bıraktığın uçurumun kenarına gel ’’ diye
Aslında sen de biliyorsun
Anlatılacak ne kadar çok şeyin olduğunu
Ama yokmuş gibi davranıp
Elindeki hançeri batırma istersen
Acıtma canımı !
Beni konuşturma.
Aslında öyle doluyum ki
Abanma, yaslanma bu kadar
Eğer bir patlarsam esamen okunamaz
Toz, duman olursun.
Oy oyy oyyy !
İnsan kendisini bu kadar nimetten sayar mı ?
Bakır bir tas gibi alıp kendisini
Tahta başına koyar mı ?
Melek desen değil, kartal desen hiç değil
Yoksa ayarı bozulmuş oyuncak, hep böyle uçar mı ?
Arada bir olsa da insan hiç aynaya bakmaz mı ?
Düşünüp kendi kendine
Ben kimim, neler yaptım diye sormaz mı?
Yoksa;
Sen çok akıllısın da, biz kaz mı?
Beni konuşturma
Seni sana bir anlatsam
Sokağa çıkacak yüzün kalmaz kahrolursun
Bütün fiyakan söner tuz ile buz olursun
Sen
Hiç acımadan insanların ,
En masum duygularını süslü yalanlarla çalan bir hırsız
Sen
Doyumsuz ve duygudan yoksun ama sevgiden aç bir arsızsın
Sen, dünyada tanıdığım en hızlı dönen bir fırıldak
Sen, dünyada gördüğüm binbeşyüz voltluk bir ışıldak
Ve sen
İpe sapa gelmeyen
Tesadüfüne en çok kahır okuduğum bir uğursuzluksun.
Nerden çıktın karşıma böyle ?
Lanet olsun seni tanıdım güne !
Lanet olsun bana !
Bin kere milyon kere lanet olsun !
Yazıklar olsun, eyvahlar olsun bana, kül başıma.
Beni konuşturma
Eğer bir başlarsam susmam daha
Bilirsin gözümün ne kadar kara olduğunu
Bilirsin ne kadar deli olduğumu
Bir pire için şehrin tüm yorganlarını yakıp
En çok cami duvarına işemeyi sevdiğimi sen iyi bilirsin
Hele, insanın kılavuzu karga olmaya görsün (!)
Beni kızdırma,
Yeter artık düş yakamdan
Gönül sahnende figüran olmaktan yorgunum
Konuşulacak yerde susmaktan
Her kovulduğunda eve almaktan
Yalanlarını dinleyip
Yaralarını sarmaktan bıkkınım
Git benden.
Nereye istiyorsan oraya git.
Sen seversin rol yapmayı, neon ışıkları altında sahne almayı
Hadi git
Seyircisi bol, küçük kasabaların playboy flimlerinde baş rolünü oyna
Sahte alkışlarla hayatının en acı dramlarını yaşa
Yıllardır ezberleyip herkese söylediğin
Cümlelerin tekrar tekrar ırzına geç
Yüzlerine gül, arkalarından küfret
Ama ;
Ucuz kahramanlıklarla yel değirmenlerine saldırarak
Bana Donkişotluk yapma,
Çek kılıcını karşıma gel
Beni konuşturma
Sana öyle bir bağırırım ki kulakların duymaz
Sağır olursun.
Ateş soluyorum fazla yaklaşma
Ucube bir resim (!) olursun.
Sana öyle kırgın, öyle kızgınım ki
Yemin ediyorum eğer bir beddua okusam
Dilin susar lâl olursun.
Körsün sen !
Gözünün önündekileri göremeyecek kadar bakar kör.
Ve hatta,
Bal veren arının iğnesi olduğunu anlamayacak kadar da şaşkınsın
Beni konuşturma
Bak yıllardır yediklerim yüzünden
Ağzım dolu
Eğer bir kusarsam suratına cümle aleme rezil olursun
Ey, pislik ve kiri kendine ar bilenler
Ey, gönül defterini yafta sanıp dalga geçen zebaniler
Ey, namus üzerine ahkâm kesip
Namussuzluğun en alâsını yapan, yakılacak bedenler
Ey, kuyruğuma yapışan at sinekleri
Ey, paramla kanımla beslenen sürüngenler
Ey, saman altından su yürütenler
Ey, iftira ebeleri,
Ey, onun bunun bebeleri
Ey, değneksiz köyün soysuz köpek sürüleri
Beni konuşturmayın
Eğer bir kez daha adım düşerse lûgatınıza
Kuran’a el basarım kii
Geçerim canımdan, geçerim kanımdan
Geçerim bu üç günlük dünyanın malından yaşadığıma sayarım
Neyim var neyim yok alayınızı içine koyup yakarım
Duyan duysun
Duymayanlara duyurulsun
Yapmazsam
Bundan sonra adım kahpe olsun !
And olsun
Yeminler olsun kii yapacağım !
06.12.2009