14
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1310
Okunma
hüznün sonbaharı
(.)
sığınamam anılara yaşamalıyım
bu yalnızlığı tek başıma yalansız
hafif bir meltemin dokunduğu saçların
eski bir takvimin son sayfasından düşen
yaprağın hüznüyle uyanıyor bedenim
bir kent, terk edilmişliğin onca kurgusunda
bir kent, kaybedilmişliğin harabe sessizliğinde
öyle derinden geliyor ki ney, kaval, flüt sesi
ezgilerin ufak dokunuşlarında tebessümün gözyaşı
bir türküdür yaşamak sevdanın sesinde
bir türküdür yaşamak halkın yüreğinde
sığınamam anılara yaşamalıyım demiştim
giderken bu kentin gri gökyüzünde
yalnızlığımla kalmıştım
bulutların girdabında
oysa ustanın dediği gibi
“en fazla bir yıl sürer yirminci yüzyılda insan acısı”
abdal olmuşum, çıkınımda sevgi
kuşatılmışım bir abluka selinde
acımtırak tadı sonsuzluğun ağzımda
ve bir açmazın içinde
adapte olamıyoruz yaşama
adım adım yürünen bu yolun sonu
oysa adımlamakla bitmiyor yaşamın izleri
biliyorum unutmaz anılar
yarayı biraz daha kanatır tuz
ve bu yalnızlığı
tek başıma yaşamalıyım.
(.. )
sanki bir afsuna kapılmışım
sabahlar bir türlü ağarmıyor
ağdalı sözler yazacak halim yok bu saatten sonra
bir rüzgarın sonsuz serinliğine
bir düşün parçalanan yalnızlığına
kim ağıt yakar ki bu yüzyılda
ahırdan bozma bir düş, her gecenin son anında
bülbülün ahengini kaybettiği dakikalarda
ahizede yalnızlığın sesi
ahir zamanlardan kalma
Hüsn ile Aşk’ın yüzü
yaşamalıyım bu yalnızlığı
parçalanan düşlerimin arasında
Telafer’de bombalar arasında
sanki kent ince hastalığa tutulmuş
kesik kesik öksürükler
bir ömrün ağır aksak yollarında
eski bir şarkı
veremli hüznün dokunuşlarında
ahizede yalnızlığın sesi
bir ömrün ağır aksak yıllarında
öyle derinden geliyor ki, ney flüt, kaval sesi
taa içimin derinliğine işliyor düşlerin
ruhumun kurtuluşu üstüne yemin ederim ki
yaşamalıyım bu yalnızlığı tek başıma
çaresiz, yalansız
çölün sonsuzluğunda
Coşkun Mutlu / Hüznün Şairi
5.0
100% (5)