8
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1194
Okunma

kırmızı bir karanfil
dudakların gibi koyu bir ince dokunuş yasını tutan
herkese takılmış bir kulp varken,
gece yastığa kafanı koyduğunda,bir hayal-i erguvan
sakarlığı tutmuştur,kapıda sürekli bekleyen gardiyanın
anlamaz/dı nasıl yer değiştirir,yaşı nedir?
zamanı bir kum saatinin içine biriktirmiştir,dışarıdadır yelkovanı
satırlar dolusu kara kaplı defterlere yazmıştır kırmızı bir sevdayı
cübbesinde bir kan tutkusu,kaleminde ihtiyar kalbin solgunu
kuyruğa binmiş dalavere,hercai menekşeler
bir çiçek kokusu
bir de deniz, vazgeçilmeyen
o içerdeyken,hükmünü sırtlanır ceza yorgunu
öyle dimdik duruşları,cesur bir aslan-ağzı
bir kızarış, kırmızı dudakları gibi
bir de küçükken komşusunun bahçesinden aşırdığı kiraz çekirdekleri gibi
narin,ince
üzeri koyu kahverengi
muhabbet-i işgali bir bekleme salonu
elzem bir ihtiyaç değil sanki pusmuş nöbetleri
izmaritin dolup taştığı kültablası,oradadır harici
sıradan bir sabah ezanıyıla başlar günün sancısı
kan kırmızıya dönüşmüştür seher vakti
sinmemiştir o hep alıştığı naftalin kokusu çarşafına
alıştığını da o an anlamıştır,
bir ince sızı bırakmıştır tüm çocukluğuna,
gençliğinde yalın-ayak,
soğuk kentin,
taşlı yollarına
bir cam kırığıdır bedel,bütün yaralarına
bir yazı,kara kalem
bir kağıt,ak serüven
ne iklimi kaldı düşlerinin
ne de sayfalar dolusu kırmızı kalem
bir ıslık çalımlığı vardı,
boylu boyunca uzanan kırmızı hikayenin
sadece rüyalara bezendi
şarap rengi düşlerin
5.0
100% (4)