6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
896
Okunma
Gül ağacının gölgesine yazdım
Unutmasın adını yazıcılar
İki kaşımın arasında nazarım
Beklerim günden geceye
Köyün akıllı geçinen tek delisi
Gurbetinin toprağında
Boyun borcum buyruğun
Boynuma ecel oldu gurbetin
Bu sıralar,
acı kahvemin telvelerindeyim
Bir haberin, bir ümidim
Hangisi düşerse falıma
Bir parmak bal çalıyor aklıma
Yalandan olduğu aşikâr
vuslatlar çizilsin diyerek
duama dönüp, gönlüme dönük
fincanlar çeviriyorum.
Hiçbir şafak doğurmuyor gelişini
ve ister üzül ister sevin
ama bil yeter ki
ağırıma gidiyor hasretin
Bin mezar kazıyorum sevgime
Birine bile sığmıyor
Her ak yastığın dibinden
Yeni bir kök salıyor
Göğe dua gibi.
Günün bağrında taze bir kan kokusu,
duyuyorum…
Acıyışıma konduramasam da
besbelli,
Çıkmaza sürüyor ellerin
Tersine akıyor sanki zaman
Evvel zamanlara yürü diyorsun
Kırılmış kader kalemim diyorum
“biz”li geçmişleri sen harcamışsın
Gelecekleri kurdurmamaya and vermiş
Kaderin sahibi
Onca günü geceye çevirmiş yokluğun
Onca yıldızın her biri
Dizildiği gök kubbeden
Sesleniyor lacivert gece yarısına
Böyle bir karanlıkta başlamış diyor Ay’a
Yar marifetiyle gönlüne düşmüş sürgün
Sakin bir ters yüz oluşun ardından
Can veriyor ümidi
ve suya düşüyor hüznü hilalin…
5.0
100% (3)