15
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
970
Okunma
Bozkırda kalkma vakti
Tan attı atacak
Zamanın kaçıncı katmanından çoban
Salıyor yazı-yabana yanık ıslığını
Ayırıyor geceyi günden
Uçuruyor gönül dağımın çığını
Büyüyor göz bebeklerim
Havada asılı kalırken ellerim
Kayboluyor zamanda yerim
Güneş yükseliyor alıştığı yerden
Gözleri inci-mercan
Etekleri zil-zurna
Serilip oturuyor yamaçlara
Saçlarını çimenlere taratıyor
Humar humar bakıyor gözleri
Tokasından sarkıyor hanımeli
Hani sen de olmasan kimse sormaz beni
Ne çok ağlamıştım
Babam sırtlamış götürürken annemi
İncecik omuzlarına yüklenirken dağı
Ablamın gözleri kan çanağı
O da bir şey mi
On yedisinde talih bir dal gibi eydi
Gözleri son kez gözlerime deydi
Üflendi sur
Acı bir ti
Ve gitti
Şimdi nerede on yedisinde bir kız görsem
Deliler gibi kıskanırım
Ablam sanırım
Saçları omuzlarından sarı nehirler gibi akardı
Annemden ödünçmüş mavi gözleri
Uzandığı yerde kalacak diye korkardım narin elleri
Son kez indirirken perdeleri
Parmaklarından döküldü kederi
Çocukluğumda ne çoktu mayın tarlası
Gençliğim el bombası
Sonumuz dünya yası
Nice devirler geçse de üzerinden
Şimdi ki gibi buluşuyoruz ara sıra
Önce ondan başlıyoruz söze
İkimizin de çok yaralı gönül kayası
Birlikte tutuyoruz uzun yası
Hayrettin YAZICI
5.0
100% (11)