9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1237
Okunma
Yağmura küsen çocuğun gözlerindeki neme
Bakıp da aldanma
Kaç nöbet geçti dağların ardında
Mermisi bitmiş silah gibi kalakaldım sonunda
Çam kokuları dolardı burnuma, genzim yanardı
Çıkarıp çantamdan konserveyi yerken yarım kalırdı.
Güneşi beklerdim her sabah sırtımı verdiğim dağda
İmdadıma hep ay yetişirdi çıkıp da mehtaba
Çorak topraklar gibi öksüz kalan bağrımı gördüğümde
İçimdeki yolcuları uğurlayalı çok olmuştu
Atılıp da meydana kendimi övdüğümde
Karanlıkta dövüldüğüm yer yok olmuştu.
Çam kokuları dolardı burnuma, genzim yanardı
İçimdeki sen çıkar ortaya hâlime ağlardı.
Güneşi beklerdim her sabah sırtımı verdiğim dağda
İmdadıma hep ay yetişirdi çıkıp da mehtaba.
Öksüzlüğümü duyurmamak için anama, odun keserdim
Yokluğunda inan ben ümidimi hiç kesmedim.
Her sabah her akşam içimde aynı sıkıntıyı
Ben gün diye taşıdım, inan hiç yorulmadım.
Çam kokuları dolardı burnuma, genzim yanardı
İçimdeki sen çıkar ortaya hâlime ağlardı.
Güneşi beklerdim her sabah sırtımı verdiğim dağda
İmdadıma hep ay yetişirdi çıkıp da mehtaba.
Soran olmazdı derdin ne diye, solardım içten içe
Dostum olmuştu, sen diye sahip çıktığım çile
Ellerim boş kalır dönerdim akşamüstleri evime
Gemiler dönmezdi döndüğüm gibi geriye.
Çam kokusu dolardı burnuma genzim yanardı
İçimdeki sen çıkıp da ortaya hâlime ağlardı.
Güneşi beklerdim her sabah sırtımı verdiğim dağda
İmdadıma hep ay yetişirdi çıkıp da mehtaba.
M.S./2009
KAHRAMANMARAŞ
5.0
100% (5)