1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2065
Okunma
Değişik iklimlerden koptum da geldim
Kah kilim dokudum yarının umutlarına
Kah bir kasabın elinde kurban oldum
Hüznü anlamayan bir gönüle misafir oldum Müezza
Kibrin elinde bir mum gibi yandım
Gururun ateş denizinden geçtim
Ben sana gelebilmek için ne dağları aştım
Ne de çölleri dolaştım
Cennetten düşüp de geldim Müezza
Gözlerim her gün ve gece vuslatın haberinde
Yağmurları bekliyorum bulutların gölgesinde
Rüzgâr hep ayrılığı fısıldıyor kulağıma
Ben yüreğine yangın olmaya geldim Müezza.
Kırık bir kadehten sızan mey gibiyim
Yalpalayıp duruyorum hayat yolunda
Senin elinden içmek için ab-ı hayatı
Adımı sarhoşa çıkarmadım Müezza.
Ömrünün bir gülü olmak için açtım bu tende
Kokumu duyar mısın güneyden gelir
Ben senin fakirinim, giydir beni bakışlarınla
Lentarani deme bu gönle Müezza.
Billah daha söylemem sözümü
Ayan olur, gizli hüznüm ağyara
Her bir satırı gönül bahçesinde bir güldür
Bahçıvan olup da budama Müezza
Kahrın ırmaklar gibi coşar bağrımda
Lütfunu bir dem görsem az gelir
Seher vakti selam getiren rüzgâra
Yapraklarımı dallarımı versem yaz gelir.
Ne hoştur düştüğüm gönül çölü
Her zerresinde duydum seni özler
Konak yerim sen gelince yeşerir Müezza
Ayrılık yüreğimde çadır kurduğundan beri
Kirpiklerin alevi körükledi
Gecem uzun gündüzüm pek kısa
Sen seversin umuduyla
Girmedim bir kulun günahına Müezza.
(Mürvet Sarıyıldız)
Kahramanmaraş
5.0
100% (3)