Bu şiir, - aslında imgesiz simgesiz yazılması gereken bir şiirdi. Ama eğer sadece duygularımı yazacak olsam bana darılacağını biliyorum- şiirle yaşayan, aynı zamanda benim şiirle tanışmamı sağlayan ve yarın hayati bir operasyon geçirecek olan canım arkadaşım Selma Dönmez içindir...
Daha dün
Ankara’ nın alnına yazılmıştı yazgın, bal gözlü güzel kız...
Güneşe bulanmış saçların gökkuşağının peşinden koşarken
Bütün
çocukların aklı, senin serçe parmağında saklıydı.
Mahalle çeşmesinden akan umutla yüzünü yıkayıp
İğde ağacını koklayan
zamandan çağla çalarken
Bir adam kızardı hani
Biz eğlenirdik ...
İçindeki adaletin mecburiyeti büyüdükçe
Haklıların, çaresizlerin dili oldu güçlü kelimelerin
Kımıl zararlılarıyla
savaşırken yüreğin
Gemici halatıyla bağlandı güzel yarınlara
Sevdanın avuçlarından gelincikler topladı ellerin
Uzağa yol aldın
biz gururlandık...
Onca yıl sonra şiir sayfalarında kesişen yolumuzla
Gözyaşlarımızı uğurladık
Ankara toprağında yatanlarımıza...
Siyah
beyaz yılları yakalayıp iskelede
Balona doldururken anılarımızdaki gençliğimizi
Biz
gülüyorduk...
Geceleri paylaştık sonra,
Coşkularını katıp
Kalem ucuyla şarkılar söyledin bize...
Her tükenişin yerine yeni ümitler koyup
Ayağa kalkmayı öğrettin yeniden...
Seninle güçlendik...
Şimdi adı amansıza çıkmış bir düşman
Kiminle oynaştığını bilmeden kafa tutuyor
Habersiz onunla alay ettiğinden...
Haberi yok ki,
O yürekte her gün ne
çiçekler açıyor
Umudun biri bitmeden biri doğuyor
Ve haberi yok yanlış kapıyı çalıyor
Çünkü seni tanımıyor...
Sen ki, sevdiklerinin yarınlarına sarılmışsın
Tüm hücrelerinle
sevgiye kök salmışsın.
Bilmiyor ne çok sevdiğini , sevildiğini
Ve şimdi inadına daha da sımsıkı sarıp, kucakladığını hayatı...
Bugünkü şiirinde yazmışsın ya hani gidip de gelmemek var diye,
Ben biliyorum ki , dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceksin...
Sevgilerimiz ve dualarımız seninle olacak .
30 Mayıs 2009