0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1672
Okunma

duyular esir alındığında kalbimizle koklamıştık hayatı
zamanın suskunluğu
hatıraları acıtır en çok
bir de sararmış şarkıları
kalabalığın iteklediği yalnızlık içinde
aydınlığın yedi notası yok artık
varoluş ögelerimiz kayıp
duyular esir
anlamlar lekeli
özgürlük türküleri yalan söylerken
uzak gözlerde
ne bir yokuşun kayıp mahallesinde sığınak arayışı
ne de leylak kokusunda merhamet tılsımlarının
faydası yok
çatlak duvarlarından yoksulluk sızan bahçede
hani sayarak
adilce
ve sırayla
zamanı sığdırdığımız salıncağa
hakkını vererek içine çekilen heyecanı yakalamaya koşsa da
şimdi bize ait olmayan ayaklarımız
umutsuzca
ah!
bu hükmedilemeyen başına buyruk parmaklar
bir çocuğun hayallerine annelik yapan ses
beceriksiz harfler
üşümüş kelimeler
unutun bizi
en son şairi de kendine ihanet eden sözleri beyninden vurdu
iç ses harf olamazken çığlıklarımıza
ne yazık
bir daha papatya tarlası gelip yerleşemeyecek gözbebeklerimize!
11 Mart 2011
5.0
100% (1)