1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1229
Okunma
sıkmaya başlar içinizdeki endişeler yerli yersiz
bilmediğimiz kaygılar gelir oturur..izinsiz densiz
kurban edilir elinizdeki çok şey uçucu zeminlere ..kinaye mi..aslı astarından ferhad..dağ delen
dur bir bardak su vereyim !
ağzın kurumuş sözcüklerden..az mı yani
sözcüklerle gece gündüz sevişmek
hasret gidermek oturtup dizlerine ..susmak ordan bordan
siz ama siz hiç sıkılmadınız öpülmekten..geceyi güne katıp
her yeriniz çekiştirilmiş bir yan..odacıklarında avaz
vaz edili küfürlerden kurtuluşun şerefine yatsıya kalırsınız
sonra üzerinizdeki boşluk sizinle uyur
bu ne çılgınlık böyle isterik saatler..alkışlarsınız
diliniz eminceye değin içinizdeki öfkeyi..parsel parsel açılmış gedikler
ve sonra gelişen bir şeyler mutlaka olur
telefonun ucuna kesildiğiniz ses
cesetleriniz olur telgraf tellerinde
soya saya bitmek bilmeyen dakikalar
sözcüklerin dilinde tüyü bitmemiş aşklar çekersiniz
hani bir daha konuşmayacaktın!
bir daha dönmeyecektin..üstelik sesini unutmuşken
sonra küseceksiniz kendinize..bir alınganlık meşalesi
sabaha dek başucunuzda
korku dolu bakışlar geçiren
oda dilinde sabahlayacaksınız..hiç yokmuş gibi uyanıp yatağından
ve sonra tekrarlayacak can sıkıntısını geçiren kahvaltılar
mırıldanıp yeni güne şükran duyacaksınız..
yok oluşun şerefine
varlığınız tescillenip göbek tüylerinden ırmaklar kesileceksiniz
bir daha asla dönüp gitmeyeceğim..tenimin ıskalamış baharlarından
yağmur yağmayacak..güneş eskisi kadar akmayacak
gölgelerinde serinleyen ceviz kabuklarını kıra kıra..
bir başıboşluk tutanaklarında
geçmişi yiyen ağzınız kekre-ar
sözcüklerle buluşmaya hazır..bir çorba
3 dakikalık kesilen yüreğin suyundan
yazmaya tez olup üşeneceksiniz kimliğinizden
saçma gülüşler takınan suratlar içine güleceksiniz ağzınızı boca edip..
hayat kısa değil diyerek
uzun yaşamı seçip..korkularınızı şalınızla örteceksiniz..
ve sonra tanımadığınız yüzlerde kaybolacaksınız
siz sız derin kuşkular sırtında..
yine akşam olmuş..bakmışsın
elde kalanlar uçucu zemin..kaygı yine alasında dikin
ve sonra hayata dair filozofları kulağından tutup
isketeye vereceksin..yalanmış tüm bunlar
her şey kenarında durumun..a halıim..ver halim
nicedir kendi dışının koyunluk canavarı
yarattığı sentezin diyagonal arzularında
şükredeceksin yarım baktığın hayatın ortasına
bir güzel tanrılara küfredip
har şey bu asi coğrafyanın yapıştığı tendir..
çürümüş yanıyla kendine koşuşturan insanları gördükçe asla çıkmayacaksınız pencereden başınızı uzatıp
ve karanlık sütü kesilinceye değin yatağında
işte ne olursa olsun bir güzel gideceksiniz kendinizden
yok olmak arzusu sırçalayıp göz kenarından
hayat kal deyip yüzüne oturunca
Hüseyin Bozkurt