2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1112
Okunma
Hoşçakal bilipte yaşamadıklarım,
Hoşçakal kör kuyuya atılmış ruhuma sevdalılar
Yalnızlığımdır, doğan güneşe selam veren tütün kokulu sabahlarda
Hasret yankılanır, denizlerin kucakladığı kıyılarda
Hoşçakal dudaklarımda varlığını tüketmiş tebessümler
Hoşçakal rengine doyamadığım güller
İnleyen kıvrımlarda gezmekte özlem dolu türküler
Sisli yamaçların karanlığında boğulmuş yürekler
Hoşçakal soğuk rüzgarlara fon olmuş ömrüm
Hoşçakal kelebek yaşamı kadar mutluluğum
Devran olup yıldızlar dökülse, iki parlayan yan yana düşmez
Alın yazgısı, beklesende artık martılar gelmez
Yağmur damlalarının serinliği vardır, her biri kayarken tenimde
Çığlara yenik düşmüş gönül yaylalarımda yeşeremeyen tohumlar ağlamakta
Islanmış bedenin bile isyan edip seni terkeder
Puslu zamanın gözyaşları yanaklarımdan süzülüp ömrü deler
Devretmekte gün bestelerin hüznünü, nafakasını yitirmiş seni dilendiğim gecelere
Mutsuz kervanların gıcırtısı hüzzam olur akar hücrelere
Hoşçakalın, ömrün sonbaharında yüreğini kuşatan bahar rüzgarları
Uyuşur beynin, kalkamazsın güçsüz kılar ayakları
Sessiz ve içten bir sevdaydı köhne odaların pencerelerine perde olan
Gölge oyunlarında görünür hayali, damarlarında dolanan
Bir ömrü saniye saniye sayar, rüyalara dalarım
Hoşça kal bilipte kahrolası yaşayamadıklarım…
2009