48
Yorum
1
Beğeni
4,4
Puan
2971
Okunma


güneşin dokunamadığı bakir bir dize silsilesiyim
talan edilmiş bir ömür denizinde kağıttan gemilerim
dayayıp yıldızlara kırık merdivenleri
içi boşaltılmış bir yarına yakamozlar arıyorum
geceden içtim karanlık gösteren yanlarımı
zaman yoklarken sabrın telaşını
dumanlı bir dağ yutarak aynı zehri soluyorum
çemberinde kendimi yargıladığım bir ateş sarıyor duvarlarımı
sonu belirsiz
tanımsız
bir yolculuğun ayak izlerinde can çekişiyorum
dört yanımda bedenine zar attığım öykülerim
nabzına dokunarak vicdan saatlerinin
ay ışığına bulanmış kirli bir zamanı batırmaya koşuyorum
hani unutuluş bir dirilişe gebedir bazen
içini dışına kapatmışsındır isteklerini hep erteleyerek
set koyduğun duygulara isyana durmuştur hücrelerin
mutluluğa teselli saatleri bağışlamışsındır sevişerek
aynalarda gördüğün her siluet öfkelidir yüzüne
ve çoğu kez ölümle alay etmişsindir ne olduğunu bilmeden
sonra bilmediğim yönden bir rüzgar okşar saçlarını
ellerin bağlanır
kalbin aralanır
ruhun bir iç savaş başlatır teninde
kucağına yatarsın huzurun kendi dudağından öperek
söz esir alır gün batımında çözümsüz bir bilmeceyi
bütün sorgularda korkularını yenmiş cesareti asarsın
sevişirsin
öyle üryan
öyle sefil
dudaklarının tuzunu siler tanımadığın biri
kendini gözlerine perde çekmiş bir intiharın koynuna atarsın
ziyan edersin durmadan seni aldatan kelimeleri
duymadığın bütün kinayeler çalar kapılarını
deliliğe yorarsın vakitsiz yollara düşen sözlerini
kefeni yırtılır sonra gözlerinin
bir ağlama duvarında taş kesilirsin
sabah piç doğurur gülümsemelerini
karanlıktan biraz siyah
çığlıklardan biraz kırmızı alıp
kurak bir geleceğe susarsın!
uzun ya da kısa
berrak veya kirli
çok değil
günahlarımızın bedeli
Faik Danışman
5.0
66% (25)
4.0
18% (7)
3.0
5% (2)
2.0
8% (3)
1.0
3% (1)