32
Yorum
2
Beğeni
4,9
Puan
1720
Okunma

sırf gözlerine benziyor diye
dün gece yeşile çalan bir ormanı ateşe verdim
ömrümden yüreğine gün taşıyan
bütün karıncaların katili sensin
kapatıp perdelerini ibadetine eğilen her secdeye
halkalarını koparan kibirli bir iblise özendin
oysa ayaklarının dibinde zikir getiren yerdim
dudaklarıma adını ezberleten suları çoktan affettim
çığlıklarında hüzün dağıtan martılarla derdim
sığınmadım korkusuna vakitsiz götüren hiçbir ecelin
ölüme yaslanan cümleleri nefes gibi içime çektim
kirlerini sahillerime bırakan dipsiz bir girdaptı gözlerin
zehir sunsa da her öğünüme kanayarak içtim
ne zaman sireniyle uzaklaşan bir gemi görsem
ben kırıklarını alnına çizen umutsuz bir yolcu
sen ellerinin boşluğunu bırakan umarsız sevgiliydin
oysa seni bir dine bağlanır gibi sevdim
gövdemi kemiren aç gözlü kurtlar senden hediye
yağmuruna avuç açan başaklarımı nadasa verdim
sarardı otları gönül bağımın
kırılan dallarımın rüzgarı sendin
tozunu yutarak yürüdüğüm yolları sarsan geriye
sabır tesbihleri gibi kendine çekerdin
kalbime ektiğim güldün sadece dikenini gösterdin
oysa seni her andığımda yavrusunu yitirmiş bir kuş gibi inlerdim
sırf sana yazılıyor diye
içimden gizlice firar etmiş bu mahcup satırları
gönderilmemiş mektuplar niyetine
terleyen ayazların avuçlarına kan rengiyle boyadım
vasiyetimdir;
aynı kefene sarılsın benimle bu şiirim
aynı katlin vacibine soyunuyorken kelimelerim
aynı cehennemde can çekişerek yansın
gözlerimi kapadım
heybemde ölüm şekeri
almayın
tatmayın yakın şimdi!
gözlerim durgun bir ölüm denizi
dokunun
korkmayın sakın şimdi!
gayrı ısırmam teninizi
Faik Danışman
5.0
94% (16)
3.0
6% (1)