4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
951
Okunma
gelincikler kırlarda
on yedisinde bir taze edasıyla savruluyor gündüzleri,
gündüzleri, kırlarda papatyalar taşıyor rüzgara özlemi
ve dahi sevmeyi
ve dahi sönmeyi ayın o sessiz, münzevi ışığında
kadınlar toplarken çiçekleri
-elleri toprak kokusu
benizleri buğday soluğu
ve korkusu ölümün
saçlarında, eğreti...
gelincikler kırlarda
on yedisinde bir taze edasıyla savruluyor gündüzleri.
savruluyor şiirleriniz
ve dahi ümitlerim istanbul’a dair,
istanbul’dan çok uzak
çok uzakta tozlu bir sınır şehri
sönmeyi öğretiyor ayın o sessiz, münzevi ışığında
bu mektuba bir satır daha eklemek gibi şimdi beklemek
şimdi, beklemektir özlenen
uçsuzcasına uzanan tünelin titrek ışığında
şehrinize karanfiller
şehrinize güller
şehrinize mektuplar
ve dahi bu ıssızlık daha neyi iktiza ediyorsa
o kadar susmak bu dalgalara inat, asice,
o ezgide soluk almak
_____gelen taş plaktan
istanbul yüzümü sürdüğüm duvalarıyla bir kez daha
uğurluyor masallarımı
sarayburnu’nda korkularım
uzanan oradan sultanahmet’e
sonra, küsmüş sokakları eminönü’nün
______yüzü düşmüş sokakları
yüzüme,
sözlerime...
istanbul adınızın yankılandığı, fatih’in kenarında bir evde,
-bir kez daha-
uğurluyor şiirlerinizi
şairliğinize inat...
size inat...